HACİVAT VE KARAGÖZ
Salgın
nedeniyle sokağa çıkma yasağı devam etmektedir. Karagöz sıkıntısından kah şarkı
söylüyor, kah ıslık çalıyor, kah mırıldanıyor. Karagöz;
- Dandiri din dan dit dat dattt. Dandiri din dan dit dat dattt!..
Hacivat
diğer balkondan Karagöz’ü takip eder ve seslenir sonunda;
- Hayrola Karagözüm!.. Sofya Radyosu’nda
mısın?
Kaaragöz Hacivat’a
cevap vermez ve devam eder mırıldanmaya. Aynı nakaratı diline dolamış pelesenk
eder.
- Dandiri din dan dit dat dattt. Dandiri din dan dit dat dattt!..
Hacivat
cevap alamayınca Karagöz’e ikinci kez soru sormaz ve sataşmaz. Bir küskünlük
haleti ruhiyesyle sığınır kendi suskunluğuna ve sükuta. Bu sefer Karagöz
duramaz bir izahat getirir cevap olarak Hacivat’a.
- Hacivat’ım can sıkıntısı can!.. Sen
de bir tekerleme bul benim gibi kendine.
Hacivat
birden cevap verir Karagöze çıkışarak ve sözlerini bir elif miktarı uzatarak.
- Karagööözüüüümmmm!. Ramazandayız
ramazanda!.. Namazdayız, niyazdayız önce bunu hatırla. Sabret, şükret, dua
et. Bunlar zamana da sığar mekana da!.
Karagöz
almıştır dersini. Anlamıştır Hacivatın tepkisini! Yine de anlatmak ister
suret-i halini.
- Hacivat’ım şarkı, türkü, marşlarla,
kafa dağıtıyorum anla işte!.
Hacivat
radyo haberleri dinlemektedir. Haberler hiç de içaçıcı değildir. Bütün
cihan bu musibetle muzdariptir.
Memleketimizde şu kadar test, şu kadar vak’a, şu kadar öbür aleme irtihal var denmektedir. Hacivat
üzgündür hem de çok!.. Kargöz’e
son ikazını da yapar.
- Karagöz’üm radyoyu can kulağıyla bir dinle, bak
haberler ne diyor? Biraz vicdan yap ve kendine gel! Bu sari marazayla o kadar insan telef
oluyor ki; hiç vicdanın sızlamaz mı senin!..
Hacivat iyice
kızmıştır Karagöz’e, sanki eline mikrofon geçirmiş gibi sıralar ardıardına cümlelerini.
Nasihat verir gibi.
- Ateş düştüğü yeri yakar derler
azizim; ölenin ailesi var, anası babası var, çoluğu çocuğu var, komşusu,
sülalesi var. Kedisi, köpeği velhasıl sevenleri var... Bütün bunlar matem
tutarken, cümle alem üzüntü içindeyken şarkı, türkü, marş da neyin nesi? Dua
etmek varken neyin kafası bu?
Karagöz
birden gafletten uyanır gibi uyanır. Hak verir Hacivat’a mahcup olmuşcasına.
- Hacivatım bir anlık gaflete düştüm
sanırım. Felaket, afet ve musibetlerde tövbe istiğfar ve dua etmek lazım.
Hacivat ve
Karagöz mutabık kalmışlardır bu hususta.
Birbirinden helallik alarak birlikte söylerler bu nakaratı.
“Bu illet maraza gitsin de ateş
düşmesin kimsenin ocağına... Bütün eller semada, bütün müslümanlar duada.”
Profösör