İzleyiciler

21 Mart 2018 Çarşamba

Cenaze Kültürü

Bir kesim ölülerinin arkasından "Işıklar içinde yat" cümlesini kullanıyor. Oysa bizim kültürde "Nur içinde yat" denir. Bir kesim ölülerinin arkasından alkış tutar, bir kesim slogan atar, bir kesim de tekbir getirir.  Biszim kültürümüzde sessizce cenazenin arkasından mazarlığa kadar yürünür ve defin işlemleri yapılır. Cenaze omuzlarda iken gösteri amaçla ölünün ruhu incitilmez. Bizde resmi cenaze törenlerinde artık bandoyla cenaze marşı adeti de kaldırılmış olması isabetli bir karar olduğunu söyleyebilirim. Ölünün arkasından giden cemaat bütün vakarıyla ölüyü toprağa verir. Kuran okunur ve dualar edilir. 

Profösör

20 Mart 2018 Salı

Dil şuuru

Her lisan diğer lisanların da tesiri altında kalır. Kelimeler ve kavramlar kültürler arası bir geçirgenlik sağlar. Bir kelimeyi alıp kullansak da, kendi dilinin özelliği olan takıları da kullanmak gerek. Örneğin "Ruh" kelimesini, ruha ait manasında  "Ruhi" olarak kullanabiliriz; asla  "Ruhsal" olarak kullanmamamız gerekir. Ne yazık ki; dil ve gramer konusunda ahkam kesen yazarlarımız, şairlerimiz, kültür adamlarımız ruhsal, dinsel, siyasal gibi kelimenin aslına uymayan takıları yakıştırabiliyor. Sonra da milli kültür ve şuurdan bahsediyorlar. 

Profösör

Kurtuluş İslam'da

Amerika'da zaman zaman ergen gençlerin okullar ve hastaneleri tanıyarak toplu katliamlar yaptıklarını biliyoruz. Çünkü Amerika'da silah satışı serbest. Şimdi de silah satınalımında akıl sağlığıyla ilgili sağlık raporu zorunluluğu tartışılıyor. Akıl sağlığı nasıl ölçülebilir ki!? Sadece deliler katliam yapmaz. Bir anlık öfke aklı baştan götürebilir. Ya alkol!.. İnsanlığı ifsat eden bir iki mevzu değil ki!.. Bataklık sivrisinek üretiyor; adalet duygusu ve ahlak erdemler olmadığı sürece akıl sağlığı raporu silah kullanmaya ruhsat vermez. "İnsanlık buhranda Kurtuluş İslam'da!" 

Profösör

9 Mart 2018 Cuma

Biz Yönümüzü Çöle Çeviririz

Moritanya’ya gelmişken okyanusu da görelim ve bir okyanus havası alalım der bir gazeteci. Moritanya’lı gazeteciye gülümseyerek “Ben sizi çöle götüreyim. Bir gece çölde kalalım. Çölde çay içmek ve tefekkür etmek özüne döndürüyor insanı.” der. Toprak onlar için en son gideceği yerdir. Sonra neden okyanus değil de bu sonsuz çölün kendileri için önemli olduğunu anlatmaya çalışır. “Düşmanlar, ve sömürgeciler bize hep okyanustan gelmişlerdir. Onun için biz yönümüzü okyanusa değil, çöle çeviririz.

Profösör
 

6 Mart 2018 Salı

Kurtuluş İslam'ı Yaşamada


Günümüzde bilincimiz bilimle bilinçsizleştiriliyor. İnsanlık pozitivizimle kutsal kitaplardan kopartılıyor. Çünkü insanlığın sevgi, şefkat ve merhamet mayası vicdansızlıkla eşleştiriliyor. Bundan sonrası silah sektörüne para harcamak yerine, bilinçsizleştirme mühendisliğine yatırım yapılacak olması.  Böylelikle insan sibernetik  bir makina ve efendilerine amde birer robot haline getirilmesi düşünülmektedir. Bunun adı bilinç aktarımı olsa da; insanlığın köleleştirildiği bir bilinçsizlik operasyonudur. O halde bundan kurtuluş ancak İslam'ı  şuurla yaşama bilincidir.

Profösör

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...