İzleyiciler

31 Mart 2013 Pazar

Taşlanmak ve Taçlanmak


Yaşadıkça herşeyi görüyoruz. iletişim beş duyuyla yapılıyor. Gözümüzle görüyor,  dilimizle konuşuyor, burnumuzla kokluyor, kulağımızla işitiyor, elimizle dokunuyoruz. Bütün bunlar beynimizde algılanarak, fizik kurallarına göre iletişim kurduğumuzu biliyoruz. Oysa insan ilişkilerinde, iletişimin en önemli olanı kalbi olanıdır. Kalben ne hissettiğimiz ve ne hissettirdiğimiz önemlidir. Kalben iyiyi, güzeli, doğruyu hissetmek ve hissettirmek, ilişkileri sağlıklı sürdürmek için, başta iyiniyeti esas alarak hareket etmek demektir. İletişim kurmak aynı zamanda ilişki kurmak demektir. İletişim sağlıklı kurulursa, ilişkiler de sağlıklı yürüyecektir. Hayata bakışımızı sadece fizik kuralalarıyla izah edemeyiz. Hayata bakışımızı, manevi zenginliğimize zenginlik katacak şekilde, hal ve hareketlerimizi gönül almaya yönelik oluşturmak ve olgunlaştırmmamız gerekir. İletişimin sırrı içinde saklıdır.  Öğrendiklerimizi, geliştirdiklerimizi, iyi niyetle, insan yararına sunmak bizi olgunlaştıracak en önemli etkendir.. 

Bazen ne yaparsak yapalım hiç takdir göremiyoruz. Bulunduğumuz ortamlarda ne yazıkki, hayatta sadece kendini düşünen, bencil ve yalnız insanların iyi niyet  taşımayan insanların haddini aştığını görebiliyoruz. Sanki onlar ancak doğruyu eğri, güzeli çirkin, iyiyi kötüye çevirmek yaratılmış gibidir. Onlar kendi işlerini ve görevlerini hakkıyla yapmadıkları gibi, başkalarının   yaptıkları güzel işleri   görmek istemezler. Alanına girmeyen işlerde burnunu sokarlar ve ahkam keserler. İşin sahibini gözden düşürmek için, ne kadar şirretlikleri varsa göstermekten çekinmezler. İnsanlarla iletişim mi kuruyorlar, ilişki mi geliştiriyorlar, yoksa adam mı dövüyorlar!.. Kalben bakmak yerine, beş duyunun ötesinde beynini de, yüreğini de kirleterek fitne, fücur, fesadın içinde adeta  boğuluyorlar.

İnsan ilişkilerinde tek aradığımız nitelik  temiz bir kalptir. Ancak temiz bir kalpte sevgi barınır. Kirli bir yürekte sevginin dışında barınacak olan şey, her tür melanettir. İyi insanlar, güzel insanlar sevgiyi yüreğinde taşıyanlardır. Sevgiyi yüreğimizde taşıyalım ki; sevdiğimizi bilelim, sevildiğimizi hissedelim. Bilgili, birikimli, paylaşımcı kişi, seven ve sevilen kişidir. Kültürümüzde "Meyveli ağaç taşlanır" denir. Ağacın meyvesinden yararlanmak yerine, ağacı hırpalamak akıl karı değildir. Herkes bilmeli ki; meyveli ağaç taşlansa da sonunda, mutlaka Adli İlahi'de  taçlanacaktır.

Profösör

20 Mart 2013 Çarşamba

Beyaz Bir Defter


Renkler hepsi birleşip siyah olabilirler, Bütün renkler birleşip beyaz olabilir mi? Elbette olmaz. Beyaz renk olmak herkese nasib olmaz. Bütün renkler beyaz olmak ister. Hiç olmassa beyazda kendisini görmek ister. İnsanlar da böyledir. Günahsız insan varmı? Kirlenmemiş insan bulmak o kadar kolay mı? Üstelik hepimiz insanlık ailesinden olsak da kimimiz iyi, kimimiz kötüdür. Kimimiz güzel, kimimiz çirkindir. Kimimiz doğru, kimimiz yanlıştır. Beyaz olmak, kirlenmemek, beyazı taşmak o kadar da zordur.

İnsan ilişkileri müsvedde deftere benzer. Akıllı ve yürekli insanlar karşılıklı birbirinin kusurlarını örter. Birbirlerine karşılıklı değer verirler. Bir insan sadece kendini düşünüyorsa, karşısındakini küçümseyerek bakıyorsa, o insanın sonunu görmek istemem. Gün gelir devran döner, onların yerinde olmak istemem. O tür insanlar kendilerine bile yabancıldır. Yapa yalnız, hırsları, gururları, kibirleriyle başbaşadır. Hayattan zevk almaz, çünkü onlar paylaşmayı bilmeyendir.

Sözün kısası; hendini bilen haddini bilir. Haddini bilen sever ve  sevilir. Ancak o zaman bir  beyaz sayfada bütün renkler kendini gösterebilir. 

Profösör

19 Mart 2013 Salı

Reklamcılık, Hiyerarşik Düzen ve Yetki Alanı


Herkes kendi işini doğru öğrenecek, doğru bilecek ve doğru olarak da yapmalıdır. Esas olan budur. Tasarımcı tasarımcılığını geliştirecek, reklamcı reklamcılığını bilecek, pazarlamacı da pazarlama konusunda günden güne işini daha iyi yapmaya gayret gösterecektir.. Reklamcı reklamını pazarlama iletişimini esas alarak yapar. Pazarlama iletişimi demek, markayı marka yapan gerek kurumsal davranışlar, gerek ürün kalitesini bütünüyle bilmekten geçer. Reklam yapan, ya da reklam yaptıran yetkili, aynı zamanda bulunduğu departmanı yönetebilecek beceriye ve iyi bir işletmecilik kültürüne sahip olmalıdır.

Yapılan bütün işler ürünün pazarlaması ve satışı, ürünün marka oluşumu ve marka gelişimi için, sadece ham madde ve tasarımının iyi olması yeterli değildir. Yapılan iş ürünün üretilmesindeki bütün değerler bir konsept üzerine çalışılırken aynı zamanda fikirler bir kültür yelpazesi içinde tematik değerlerle de ifade edilmelidir. Artık sadece sığ ve geleneksel fikirlerle tasarım yapılmamaktadır. Duygu yüklemesi de diyebileceğimiz kreasyona giydirilen i tematik değerlerin felsefi bir kültür altyapısı olmalıdır. Eğer temaya aykırı bir ürün varsa, bunu ayrı bir konsepte reklamı yapılıp satışa sunulmalıdır. Temanın gerektirdiği figürler, rengarenk desenler de ürünü albenili hale getirmektedir. O halde önce araştırmalar yapılmalı, sonra bir satış fikri oluşturmalıdır.. Modayı taklit eden değil, hedef kitlesini memnun edecek değerleri çıkartmak ve bu değerleri yerli yerine kullanarak, tekstil dünyasında bir farklılık getirecek farkı da moda dünyasına taşımalıdır.

Bir dünya markası, esen bütün moda rüzgarlarını, kendi lehine çevirebilir. Eğer üretilen ürünler kadınlara yönelikse, reklamcı modacıların kendi aralarında kullandıkları bilimsel dili değil, kadınların kullandıkları ve bilinçaltında gizledikleri gönül dilini kullanabilmesini bilmelidir. Çünkü reklamcılık biraz bilgi, biraz duygu, biraz düşünce biraz da davranış demektir. Biraz psikoloji, biraz felsefe, biraz, sosyoloji, biraz tasarım, biraz pazarlama demektir. Reklamcılık gazete, dergi, radyo, televizyon, sinema, internet, sosyal medya ve halkla ilişkiler demektir. Yazılar yazılır, çizgiler çizilir, metinler okunur, filimler, videolar oynatılır;  herkes bir ana fikirde buluşur. Ortak bir dil oluşur; reklamcılığın ana dili de budur.

Eğer bir fikir doğru bir stratejide, pazarlama ve satışa etki ederek hedefe varılabiliyorsa, en başta ürünün tasarımı ve kalitesinde aramak gerek. Tasarım ve üretim sorumluları ürünün tasarımı ve toplam kalitesi hakkında reklamcıya brif mahiyetinde bilgi vermek zorundadır. Pazarlamacı kendi işinin kolaylaşması için reklamcıyla çalışmalıdır. Bu bir işletim çarkıdır.. Bu çark her anlamda hiyerarşik bir düzen ve yetki dahilinde işlerse, verim gitgide artacak, gereksiz maliyetlerin ve kaostan kaynaklanan didişmelerin önüne geçilebilecektir. Ayrıca kimse kimsenin yetki alanına özellikle sarkmamalı, herkes kendi sınırını iyi bilip, önce kendi işine bakmalıdır.

Profösör




8 Mart 2013 Cuma

Dua


En az 
benim kadar, 
yalnız, 
en az
benim kadar
kimsesiz,
en az 
benim kadar, 
yorgun, 
en az 
benim kadar 
anlaşılmaz, 
en az 
benim kadar 
derdini, sıkıntını 
paylaşabilecek 
kimseler, 
acını 
anlatabilecek kadar 
kelimeler 
bulamıyorsan eğer; 
sadece sus ve 
sadece  
O'na teslim ol 
yeter. 

Profösör

5 Mart 2013 Salı

Kelimeler Beni Beklerken


Kudreti İlahi'den bırakılan, yüreğimin tam ortasında yanan bir kor gibisin. Bütün sözcükler ağızdan değil, yürekten dökülen yakıcı kelimeler gibisin. Oysa sen en az benim kadar yoksul, en az benim kadar yalnız, en az benim kadar yorgun olduğunu bildiğim kaderimsin. Umut etmekle geçti geçmişim. Nice acılar, nice düş kırıklıkları, nice umutsuzluklar geçirmişim. İnandım ve  sabrettim. Düştüm, düşürüldüm ve yine aya kalkıp, dim dik olarak dirildim. Aklım, fikrim, hissim, zihnim ve  bilincimle bilendim. Anladım ki; yürekten bir gülümseme bin sahte, sırıtık gülmeye bedelmiş. Anladımki; senin yakıcılığın doğruluğundan, güzelliğinden, iyiliğindenmiş. Anladım ki; senin sevgin, senin şefkatin, senin merhametin gülümseyişindenmiş.

Yüreğimde bir sevgi yumağı gibisin. Nice çileleri çeker çevirirsin. Bir kedinin karnı doyduğunda önündeki, ipi arşı alada olan bir yumakla oynaşır gibisin. Geçmiş geçmişte kaldı, geleceğe umutla bakabilirsin. Bırakalım çiçekler bir yürekte açılıp serpilsin. Bırakalım kelebekler, böcekler ilkbaharla sevinsin. Bir medeniyet kurulsun, sevgi, şefkat, merhamet adına, bütün ocaklar tütsün. İnsanı insanlıktan çıkartan bütün anlayışlar değişsin ki; bütün yüzler gülsün, gülümsesin.

Sen ki; Ashabı Keyf'ten bu yana uyuyan, gaflet içinde olanları uyandıran bir iksirsin. Sen ki; bir abı hayatsın. Bir tılsımsın. Göz kapaklarının ucunda uzunca bir kirpik; kelebek gibi kanat çırpansın. Çölde bir vahasın  seraba yenilmeyensin. Tepende bir yakıcı güneş, kızgın çölde serinleten bir gölgesin... Nice yanık yürekleri gölgenle serinletirsin... 

Sen bir Havva isen, ben bir Adem'im.. Sevapsa sevap, günahsa günah; bu gökkubbe altında herşeyimle paylaşılanımsın.. Ya Rab!.. Cennete sığmadık, indik dünyaya... Bu çetin sınavda yüzümüzü kara çıkartma.. Bizleri utandırma!.. Ey Kadir!.. Bizleri kederlere mahküm etme... 

Profösör

3 Mart 2013 Pazar

Kayra Kelebekler.. Hanımlar Zarif Giyinecekler..


Kayra 2013 İlkbahar – Yaz Sezonunu açtı
Duygular kanat çırpmalı; Hayat yeniden başlamalıdır.
Kış geride kalmalı; yeniden uyanış olmalı; Herşey yeniden canlanmalıdır..


Kayra Kelebekler; yeni sezonda, yeni temayla..
Kayra her sene olduğu gibi bu sene de 2013 İlkbahar-Yaz Sezonu Koleksiyonunu bir temayla betimleyerek, kadınlarımızın beğenisine sunmaktadır. Kayra bu senenin temasını baharın gelişini müjdeleyen“Kelebekler” olarak açıklamıştır. KAYRA “Kelebekler” teması giyim kültürümüzü, kadınların duyarlı olduğu, hislerine tercüman olan kelime ve kavramlardan yola çıkarak belirlediklerini söylemişlerdir.


Kayra Kelebekler; rengarenk..

Kayra yeni sezon koleksiyonda ürünler rengarenk ve bahar esintisi oluşturan bir ferahlık getirmiş. Yeni sezon kıyafetleri gerek tasarım, gerek kesimler ve modeller, her kadının giyim zevkini okşayacak nitelikte. Daha baştan, koleksiyona başlamadan, gerek mevsimsel, gerek, kadınlık değerlerini içine alan, “Kelebekler” temasını bütün kıyafetlerde özümsenerek titizlikle işlenmiş. Temanın içerdiği değerler kostümlere belirgin bir karakter olarak yansıtılmış. Bir taraftan da, kalite standartlarındaki belirleyicilik, kumaş, dokuma, renk, kesim, model, ve sonuç olarak kıyafetlerin bir bütün değer olarak algılanmaktadır.. Kayra ipek şallar da, bu sene rengarenk olacağa benziyor.


Kayra Kelebekler; kreasyonda doğallıktır..

Kayra Kelebekler; doğa ile iç içe bir kreasyon olup, sıcak havaların gelişiyle, esintili, doğal, rahat, rengarenk ve mutluluğu arttıran bir koleksiyonla yeni sezonda.. Bir kelebeğin, yaşam alanından, kendine has özelliklerinden yola çıkan tasarım ekibi, özellikle kadınların bir kelebek misali naif ve özel varlıklar olduğuna vurgu yapmaktadır. Koleksiyonda özellikle tunikler, elbiseler ve gömlekler yazın bunaltıcı sıcağında kadınlar için kurtarıcı parçalar olacağa benziyor. Modanın belirlediği trendler doğrultusunda ilk sıraya yükselen jakar kumaş, pek çok parça arasında özel bir yere sahiptir.  İlkbaharla birlikte açılan düğün sezonuyla jakarın, koleksiyonlarda bu yıl altın çağını yaşayacağını söyleyebiliriz. Kayra’da yer alan jakar ceketler, pudra tonlarda tütü eteklerle birleşerek, kelebeğin uçuş macerasına ve kadının romantik duyularına atıfta bulunurken, şifon tunikler de stil sözü veriyor. Kayra bu sezon marka olarak, kelebekler temasını üzerinde iyi taşımaktadır. Böylece “Kayra Kelebekler” tematik bir marka olarak; bu sezon elbiselerin ivmesini zirveye taşıyacaktır.. Hanımlar aynı zamanda bu sezonda, istedikleri gibi, günlük ve özel zamanlarda kullanabilecekleri  pek çok alternatif kreasyonu bulabileceklerdir..


Kayra Kelebekler; hanımlar tebessüm edecekler..
Kelebeğin bir lalenin üzerindeki duruşu peplum olarak karşımızda! Ceketler, etekler ve elbiseler peplum seçenekleriyle romantizm vurgulanmaktadır. Gömlekler, bol pantolonlar ve trenchcoatlar ile aktif iş hayatı için rahatlık ön planda tutulmuştur. Dünya trendlerinin doğrultusunda yükselişe geçen çizgi, puantiye ve karakteristik desenler bir kelebeğin kanadından, Kayra kadınlarının kıyafetlerine konuyor. Kelebek şekli fiyonk olarak siluetlerde etkisini gösterirken, kanatlarını çırpan kelebeklerin verdiği narin hava, şifon kumaşlarla bir yeleğe etek olarak veya bluz, ya da boydan boya yekpare bir elbise olarak karşımıza çıkabilmektedir. Yeni sezonun sürprizi “Kayra Kelebekler” baharın en güzel renklerinden, nar çiçeği, mint, yeşil, ekru, pudra gibi pastel tonlarla beraber geniş bir renk skalası sunuyor.. Kelebekler, harikulade renk ve desenleriyle daldan dala konarken, adeta duyguları da kanat çırptırıyor. İlkbahar ve bütün yaz boyunca bütün kadınlar “Kayra Kelebekler” giyecekler. Bütün hanımefendiler tebessüm edecekler.

 

2 Mart 2013 Cumartesi

Dua Diriliştir.. Duada Kendini Bulursun..


Sana kim, ne kadar değer veriyor, bunu bilirsin sen. Kim menfaatiyle karşına çıkıyor, bunu da bilirsin sen.

Eleştiri yapıyorsak eğer, yapıcı olmalıyız. Hakaret edersek eğer kendimiz kaybederiz.

Biz hakikatte birbirimizin aynasıyız. Biz yalanda birbirimizin yabancısıyız..

Gül dediğin pembesiyle kokmalı; bir defa kokladıysan eğer, kokusu ömür boyu unutulmamalı.

İnanmak, umud etmek, çalışmak, danışmak, başarmak, şımarmamak, paylaşmak, sevinmek, sevindirmek, dim dik ayakta durmak. Aynı frekanstayız.

Tatil bitti okullar açılıyor. Ne yazık ki bütün çocuklar, şimdiden kaygılanıyor.

Herkes haddini bilmeli, haddini bilmeyen varsa eğer, haddi bildirilmeli.

Birine yardım edeceksek eğer, gönülden yapmalıyız. Bir destek için, bin çıkar bakmamalıyız.

Dua Diriliştir.. Duada Kendini Bulursun..

Dua samimiyettir.. İhlastır.. Allah'a en yakın olduğun andır

Bir anlamda ajansın yönetmenidir o. Ya da projelere başkanlık yapıyordur.

Huzursuzluğu üzerinde atmak istiyorsan eğer, tamamen olumsuzlukların bütününü çıkartacaksın hayatından..


Ne çocuk kalabiliriz.. Ne çocuk ölebiliriz.

Profösör
*2013 Ocak Ayı Tweetlerim
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...