Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Bu ayda Kuran-ı Azimüşşan’a olan
inancımız, sadakatimiz, ondaki ayetlerin bütününü okuyarak, anlayarak, idrak
ederek ve Kuran’ı hayatımızda uygulamaya sokarak, ancak hakiki mümin ve
müslüman sayılırız. Kur’an sıradan okunacak bir kitap değildir. Kur’an okumak
demek arapça yazılmış bir metni okur gibi transkripsiyon yapmak da değildir.
Manasını bilmeden, anlamadan Kur’an okumak sadece ölülerin arkasından okunan
bir Kur’an haline getirmek demektir. Elbette Kuran-ı Azimüşşan her yönüyle
mucizedir. Arapça metniyle, lafzıyla, okunuşuyla her açıdan feyzalınacak en büyük kitap Kuran-ı
Azimüşşan’dır. Bunda şüpe yoktur. Sadece Kuran’ı şöyle okuyup geçmek değil,
manasını anlayarak, ayetlerin ruhuna inerek, Efendimiz zamanında inen ayetlerin
sebebi nuzülünü bilerek feyzalarak okumamız gerekir. Kur’an okumak değil;
Kuran’ı bütünüyle okumak gerekir. İçinden bir ayeti çekip çıkarmak değil, o
ayeti o sure içinde, hatta Kuran’daki bütün ayetleri hesaba katarak tefekkür
etmek, muhasebe ve muhakeme etmek gerekir. O zaman Kuran’ın emrettiklerini hayatımıza ve toplumumuza
uygulamaya soktuğumuzda hidayet buluruz. Çünkü Kuran’ı Kerim bir rehber ve
hidayet kitabıdır. Çünkü Kuran-ı Azimüşşan karanlıkları nurlandıran, zulmü
ortadan kaldıran, şeriat ve hayat kitabıdır.
.....
İslam medeniyeti Kur’an medeniyetidir. İslam kültürü Kur’an
kültürüdür. Kur’an kültürü Kuran’ı hakkıyla yaşama biçimidir. Kur’an kültürü
içinde adaletin temini, seciyeli ve ahlaklı nesillerin yetiştirilmesi vardır.
Bununla birlikte, dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunması vardır. Bütün bunlar Kur’an hükümlerinin
amaçlarını oluşturmaktadır. Bir nevi bu İslam fıkhının temelini teşkil eder.
Kuran’ın amacı bütün insanlığın hidayet bulması, kurtuluşu, huzur ve
mutluluğudur. İki cihan saadetinin yolu da, yordamı da budur. Allahü
Azimüşşan’ın “Oku” emri, Peygamber Efendimize yöneltildiyse de, bu emir bütün
insanlağı kapsamaktadır. Kuran-ı Kerim’i hakkıyla okumak demek; Ona inanmak ve
Onu hayatında uygulayarak yaşamak demektir. Aksi takdirde Kuran okunmamış ve
idrak edilmemiş demektir. Kuran-ı Azimüşşan itikat, ibadet ve ahlak kitabıdır.
Bir kul olarak kısaca bizim anlayacağımız da budur. Elbette Kur’an bütün
ilimlerin kendinde mündemiç olduğu mübarek bir kitaptır. İslam’ın doğuşuyla,
şimdiye kadar geldiğimizde, ilim ilerledikçe, Kuran-ı Kerim’in yüceliğini daha
da iyi idrak edebiliyoruz. Kur’an kıyamete kadar da Allah tarafından
korunacaktır. Hak gelir Batıl zail olur. İslam’la müşerref olan nurlanmış olur.
İslam hiçbir zaman yenilmez. Kur’an eskimez, pörsümez, modası geçmez. Ayrıca hiç
bir kimsenin Onu korumasına da ihtiyaç yoktur.
.....
Son zamanlarda kafaları karıştıran bir takım akımlar sürekli
Kuran Müslümanlığı tabirini kullanıyor. Kimse zaten Kuran’ın dışında bir kitap
tanımıyor ki!.. Kur’an ne diyorsa müslümanlar da Ona uyacak. Başka bir yolu
yoktur bunun. Kuran’da Peygambere tabi olmamız buyruluyor. Zaten Kitapsız ve Peygambersiz hakiki din olamaz.
Polemiklerden uzak durmalıyız. Eğer biz müslümanlar olarak bir yenilgi
arıyorsak, önce kendimizde arayacağız. Eğer Hak yolunda savaşacak isek, önce kendi nefsimizden
başlayacağız. İnsani zaaflarımızdan kurtulmak için de nefsi terbiyeden ve tezkiyeden geçmemiz gerekir. Ümid ederiz
ki; Kuran’ı Azimüşşan’dan hep birlikte feyzalırız. Bil vesile Allah’ın selamı,
rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah’a emanet olun.
.....
Mehmet Akyıl
Yenibirlik Gazetesi “Buluşma Noktası” Ramazan sayfası
11 Haziran 2017 Pazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder