İzleyiciler

25 Eylül 2012 Salı

Sosyal Medya Gerçeği


Milyonlarca hesabı olan, sosyal medya üyesi ve her biri birbirine network ağlar sayesinde bağlı kalarak, yeni nesil bilişim teknolojilerini sonuna kadar kullanabiliyor. Her sosyal medya kanalının, kendine has işlevi ve işlevselliği olması, farklı alanlarda üyelerinin sosyal ihtiyaçlarının karşılanması demektir. Herşey buraya kadar güzel olup, sosyal medyanın kendi işlevi dışında kullanım alanlarının yaratılması da bir o kadar, hesap sahibini bağlıyor ve sorumluluk altında tutuyor. Bu anlamda da, kişiyle ilgili bilgi edinmede, kişinin ahlak ve karakter yapısı hakkında bilgiye rahatça ulaşabiliyoruz. Kişi ister rumuzunu kendi gerçek ismine bulaştırsın bulaştırmasın, bir şekilde bazı noktalarda kesişerek, kendi yapısı hakkında, istemese de, ilgi duyanlara ve merak sahiplerine malumat verebiliyor. Sosyal medya kullanıcıları, blog, facebook, twitter, linkedin, youtube, vimeo gibi daha sayamayacağımız birçok kanallarında, yazdığı ve paylaştığı bütün belgeler de bir şekilde kendini ifade yolu buluyor. Kişinin baştan itibaren geriye doğru hesapları takip edildiğinde hakkında kesin hüküm verebileceğimiz doneleri elde edebiliyoruz.

Kişilerin interneti ne kadar sağlıklı kullansa da, neyi, nerede, nasıl, ne şekilde, kime göre, bilgi paylaşım içinde olması gerektiğini sosyal paylaşım kanalları içinde bilmesi, buna göre kendini konumlandırması aslında yanlış anlaşılmaları da önlemiş olacaktır. Bazen söylediklerimiz ve yazdıklarımızda bir çelişki olmayabilir ama söyleyiş tarzımız ve paylaşım biçimimiz daha önemli hale gelebilir. Kişi kurum ve kuruluşlar kendi itibarını yükseltmek ve prestij kaybını önlemek için, özellikle bir sosyal medya ajansıyla çalışırlar. Sosyal medya uzmanları, müşterisinin ismini, ürününü, hizmetini, markasını daha yücelere çıkartmak için, sosyal medyanın önünde dimdik ayakta durmak ve zaaflarını bertaraf ederek, anlı açık bir şekilde kamuoyunu yönlendirir. Sosyal medya uzmanları, sosyal kamuoyunda müşterisinin durumunu üstlenir, onlar adına yazar, çizer, edite eder. Oluşabilecek krizleri zamanında önler. Bu onun işi ve kariyeridir. Bir hastanın doktoruna, bir talebenin hocasına teslim olduğu gibi, ona teslim olurlar. Sosyal medya uzmanları, hem gazetecilik ve editörlüğü, hem de reklamcılık ve halkla ilişkilerin temel ilkelerine sahiptirler. Biraz felsefe, biraz sosyoloji, biraz tarih, biraz edebiyat, biraz pazarlama, biraz marka yönetme bilgisine sahip olurlar. Her ilimden, her düşünceden, her duygudan dağarcığında bulundurur. Bir etkileşim içinde bu bilgi ve birikimleriyle, sosyal medyada, yazar, çizer, konuşur, anime eder. Bu uğurda hergün saatlerce bilgisayarın başındadır. Önce koruyucu hekim gibi, savunduğu markayı diri tutmaya çalışır ve gelebilecek her tür yıkıcı faaliyete karşı, bertaraf edebilecek ön hazırlığı yapar. Sonra da savunduğu markayı en iyi bir şekilde savunarak ve prezante ederek ustalığını gösterir.

Dahası; örneğin twitterda markasının ismini ve markayla ilintili olgusunu en çok anılan grandtopik çalışmalarında birinci sıraya girmesini sağlar. Bu çalışmayı geliştirmek ve markaya yönlendirmek için de, markanın varlığıyla ilgili değerlerinden yola çıkarak kreatif sözlerle yığınları etkiler. Fotoğraf, grafik, kolajlarla slayt çalışmalarını yayınlar. Bir taraftan sosyal medyanın bütününde organizasyonlar ve yarışmalar yapar. Hediye çekilişleri ve sergiler düzenler. Bir taraftan da raporlar hazırlayarak, müşterisiyle eşgüdüm içinde çalışmasını sürdürür. Sosyal medyada herkes dikkat etmek zorundadır. Yığınlar bizi hep birlikte yücelere çıkartırken, bazen de hep birlikte bizi boşluğa bırakabilir. Artık sanal dünya reel dünyanın önüne geçmiştir. Yakında gazete, dergi, radyo ve televizyon varlıklarını reel dünyaya göne sürdüremeyeceğini iyice anlayacaktır. Zaten şimdiden reel dünyanın pabucu sanal dünya tarafından dama atılmıştır. Görmeyenler bunu geç de olsa göreceklerdir.

Profösör

6 yorum:

maviye iz süren dedi ki...

Teknoloji inanılmaz bir şekilde gelişiyor,herşeyimiz mekanikleşiyor.Sosyal paylaşım sitelerinde yüzlerce arkadaşımız varken en yakınımızdaki komşularla konuşmaya aciziz.İnsanın paylaşma hissi her daim var.teknolojinin hayatımızı kolaylaştırması da güzel,ancak ilişkileri yozlaştırmamalı.Ortak manevi değerleri yutmamalı diye düşünüyorum.

Şükran dedi ki...

Günlük hayatımızda fikirlerimizi söyleyemezken dinlenmezken burda fikirlerimizi söylüyor ,dinleniyoruz.Bu da seninle ortak paralelikte bakış açısına sahip insanları tanımana ve iletişimini sürdürmeye sebep oluyor ki,buçok güzel.Bu güzel oluşumun yeni meslek ağlarının oluşumuna da katkı sağladığı da bir gerçek.Evet,bir şey ne kadar çok gelişiyorsa,bazı değerlerin de yitip gittiği bir gerçek.Ama nasıl kullanılacağı bilinirse bu eksi artılara da dönüşebilir.Günümüzün en kadim olgunlarından biri şu an sosyal medya..dediğiniz gibi markalar bile bu konuda uzamnlar alıyor.Çünkü gerçek hayattaki kimliğini tanımlama ve tamamlamanın bir yolu bir bakıma artık sosyal medyada gösterdiğin yüz de oluyor.Bu nedenle iş cvlerinde bile sosyal medya üyeliklerinin adresini istemeleri buna dayanıyor...ne diyeyim umarım ben de bu prpfile göre bir iş bulurum :-)))

Profösör dedi ki...

Gülce'nin annesi @ Elbette ahlaki değerler içinde sosyal paylaşım içinde olmalıyız. Sanalın reeldeki farkı, herşeyi çıplak olarak görebiliyoruz. Kim ne yaparsa mutlaka şapkası düşüyor ve keli görünüyor.

Profösör dedi ki...

Şükriye Karahan@ Umadım gönlünüzdeki bir iş bekliyordur sizi.

Asahhara dedi ki...

Sosyal medya iyi kullanılırsa yararları çok fazla. Kötü kullanılırsa bir felakete yol acabilir. Şahıslar için de firmalar için de..

Profösör dedi ki...

Asahhara @ Haklısınız..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...