İyilik, güzellik, doğruluk değerleri ancak; birey ve toplum
üzerinde, iyi bir duyguya, güzel bir düşünceye, doğru bir davranışa dönüştüğü
zaman etkili olarak hükmedici olabilir. Bu değerlerle bir donanıma sahip olan
birey ve toplum, iletişim kurmada da muhatabını çekim alanını içine alması
kolaydır. İyilik, güzellik, doğruluk insanın doğasında var olan, inancıyla ve
ihlasıyla güçlenen, ilim ve irfanıyla yücelen, insanın değerlerine değerler
katan niteliklerdir. Bu olumlu nitelikler aynı zamanda ahlaki olduğu için,
"Üzüm üzüme baka baka kararır" misalindeki gibi bireyden bireye,
toplumdan topluma sirayet eden benzeşmeler de olması beklenmektedir. Bu
nitelikli değerlerle iletişim kuranlar birey ve toplum üzerinde olumlu etkiler
oluşturacaktır. Bu etki kişilerde, en başta, inanma, güvenme duygu ve
düşüncesini kazandıracaktır. Bütün amaç karşımızdaki kişiyi yaptıklarımızla
hayran bırakmak değil, taşıdığımız inanç değerlerini, birlikte paylaşmak,
karşılıklı insani değerleri yüceltmek, bir dostluk inşa ederek, birlikte
koşmak, birlikte yorulmak ve ulvi bir mefkureyle belki de birlikte
ölebilmektir.
İletişim kurmak, olmasını istediklerimizin olmasını ve
olgunlaşmasını, olmamasını istediğimiz şeylerin de asla olmamasını istemek
demektir. İletişim kurmak, yeryüzünde iyiliklerin, güzelliklerin, doğrulukların
hakim olmasını arzulamak, tebliğ ve irşad görevini hakkiyle yapabilmektir.
İletişim kurmak, alanında yetişmiş olmak, ehliyet ve liyakat sahibi olmak,
yetişmekle birlikte yetiştirmeyi bilmek, bir kuşaktan bir kuşağa, sevgi ve
saygıyı, herkesle ve herşeyle empati kurabilmek demektir. İletişim kurmak,
haksızlığa karşı dik durmak, Hakka ve haklıya karşı diklenmemek demektir.
İletişim kurmak bir lokmayı ikiye bölmek, onunla bereketlenmek; bir hırkayı
birlikte örtünüp, onunla şefkat ve merhamet bulmak demektir. İletişim kurmak,
kanayan bir yüreğe merhem olup, şifa olmak demektir. Kimsesiz bir çocuğun
başını okşayıp, ona şeker vermek, yaşlı bir kadının elini öpmek, ondan hayır
dua beklemek demektir.
Günümüzde ne yazık ki; manevi değerler karşılığını
bulamıyor. Maddi değerler manevi değerlerle çelişiyor. Öyle bir nesil yetişiyor
ki; bencil, çıkarcı, şekilci, köşeyi döneyim, gemimi yüzdüreyim diyerek aslında
kendi sonunu getiriyor. Oysa kültürümüzde inancımız bizi komşumuzdan sorumlu
tutuyor. Buna rağmen kimse kimseye güvenemiyor, güvenmiyor. Kişiler arasında
yüz mimikleriyle yapılan yapmacık selamlaşmalar hemen sırıtıyor. Dostluk
gösterdiğini sandıklarımız, aslında sahtelik gösteriyor. Bütün duygusal,
düşünsel iletişimler kopuyor. Doğrular yanlışlarla, güzeller, çirkinlerle,
iyiler kötülerle yer değiştirebiliyor. Kavramlar karışıyor, kafalar daha da
karışıyor. Bir taraftan kırgın gönül, umutları kırılıyor, kanatları kırık,
uçmak isteyip de uçamıyor.. Bir taraftan kanayan yürek, kanatıldıkça iyileşmek
yerine bin kez kanıyor. Anladık ki hiçkimse doğru iletişim bilmiyor. İletişim
deyince; harfler, kelimeler, cümleler, anlamını yitiriyor. Böylelikle boş yere
konuşmalar, nutuklar edebiyat yerine hamaset kokuyor. Din, iman, vatan, namus,
iffet, ahlak, hak ve adalet manevi değerleri dillendirenler, bu değerleri
özünde içselleştirmedikleri için, yaşamak istese de yaşayamıyor. Yaşamadıkları
için, birey toplumdan kopukça, toplum içinde samimi ve etkili bir iletişim
kurulamıyor. Yardımlaşma ve dayanışma ruhu çöktükçe insanlık yalnızlığın
cehaletinde boğuluyor. Dünyanın her yerinde İnsanlar öldürülüyor; insanlık
ölüyor. Dünyanın her yerinde mazlumlar eziliyor; vicdanlar yerlerde sürünüyor.
Bütün mesele iyi bir insan olabilmektir. İyi bir insan iyi
bir iletişim kurandır. İyilik, güzellik, doğruluk değerleriyle iyi bir insan
olmalı, herkesle ve herşeyle iyi bir iletişim kurmalıyız. Gönüllere, vicdanlara
kolayca girebilmeliyiz. Haktan hukuktan yana tavır alarak, insanlığın, barışa,
sevgiye, selamete, kavuşmasına katkı sağlamalıyız. İyi ilişkiler kurabilen,
dostluk mertebesine erebilen, Hakkın rızasını kazananlardan olmalıyız
Profösör
4 yorum:
Kaleminize,yüreğinize sağlık...ne kadar doğru bir konuya değinmişsiniz..
ortamlar,sosyal ilişkiler değişti artık.Teoride herkes iyi insan olması gerektiğini biliyor ama yaşarken daha çok ezen,harcayan,kibirlenen,birbirinin dedkodusunu yapan insanlar olduk.Açıklama 'eee o da bana yapıyor' bu tür durumlar ailenin verdiği değerlerle ilgili.Sonra kişiye ve kişinin yetiştirilişine kalmış bir durum...
bazı insanlar öldükten sonra nasıl intiba bırakacaklarından değil ,günü kurtarabildiğine yaşıyor....
sızın bu yazılarınızı cok begenıyorum
Şanselize Bulvarı@ İnsan her an bir şuur içinde yaşaması lazım hayatı ki; insani bir görevi yerine getirmiş olsun. Ayrıac da insanca muamele görsün..
öykü @ Çok teşekkür ederim.
Yorum Gönder