İnsan sevgiye ve ilgiye muhtaç bir şekilde dünyaya gelir,
sevgiye muhtaç şekilde yaşar ve sevgiye muhtaç şekil de ölür gider. Annemizden
doğar doğmaz onun kokusunu öncelikli olarak bütün varlığımızla hissederiz.
Gözlerimiz yumuk olsa da onun kucağında şefkat bulur, onun kucağında şefkatle
sütümüzü emer, beslenir ve büyürüz. Hayatın ilk adımlarıyla birlikte ilk nefes
alışımız annelerimizin kucağıdır. His alma duygusunun özü anne kokusudur. O
ancak sevginin, şefkatin ve merhametin, Allah'ın lütfüyle bize sunulan en
belirgin hissedilen yönüdür. Bütün bunları düşünürken, ne zaman süt kokan bir
bebekle karşılaşsam, beni derinden etkileyen ve bebekliğime kadar götüren bütün
masum duygular içinde, kendimi bulurum. Varlığımın ta özüne kadar inerim.
Hissettiğim kokuyu içime çeker o kokuyla özleştiririm kendimi. Bebeklerin
altları değiştirildiği zamanki kokuyu dahi, bir masumiyet çizgisiyle bütün
algılarımla onların varlık dünyasında kendimi bulurum. Bebeklerin her kokusunun
benim için adeta kutsal boyutları vardır.
Zaman geçtikçe büyürüz.
Aklı başında bir çocuk oluruz. Bazen uslu, bazen yaramaz bir köy çocuğu,
bir kentli çocuk, bir sokak çocuğu, ya da köprü altında yaşayan kimsesiz çocuklar
oluruz. Hafızamızda kalan beş duyumuzun ayrı ayrı ulaştığı bilgiler, içimizde
sakladığımız anılarımızın izleridir. Anılarımızdan geride kalan hayatımızla
ilgili, bizi yakıp kavuran, bize acı ve ıstırap çektiren, hüznü tattıran
duyguların bu güne dair birer izdüşümüdür. Bu bir bakıştır.. Bu kulağımıza hoş
gelen billur gibi bir ses, bir çığlık, bir haykırış, ya da hiç unutamayacağımız
bir azardır. Yediğimiz bir yemeğin tadıdır tad aldığımız muhteşem bir
lezzettir. Bir dokunuştur. Belki de, sevgiye, şefkate ve merhamete dair bir
parmağın sembolik bile de olsa, bir rütiel içinde, bir yaralı yüreğe, yürekten
bir dokunuştur. Bir kokudur; öyle bir koku ki, Allah'ın bir lütfu olarak bize
bahşedilen bir bebeğin süt kokusu, anne kokusu, ter kokusu, çocukluğunu
geçirdiğin bahçe duvarlarının bütününü, boydan boya kaplayan hanımelinin
yüzbinlerce çiçeğinin bütün benliğimize kazıyarak bıraktığı anılardır.
Artık hayata bir başka bir başka pencereden ve bir başka
açıdan bakmanın vakti gelmiştir. Yalnızlık duygusu bütününü sarıp
sarmalamıştır. Tek başına yaşamanın ancak yalnızlık duygusunun hiçlikle arkadaş
olduğu duygusuyla, kendini içinden çıkılmaz bir sarmalda olduğunu düşünürsün.
Öyle bir duygudur ki bu, insanın gözü yumuk, etrafına bakmadan rastgele bir
arayışın, olgusu içinde, kaderine teslim oluşundur. Hepimiz için geride
yaşadıklarımız; iyisiyle kötüsüyle, güzeliyle çirkiniyle, doğrusuyla eğrisiyle,
beş duyumuzun bütün algılarıyla, hafızamızda bıraktığı anılardır. Eğer mutluluk
ve huzura dair yaşadıklarımız varsa, her beş duyu algısı bizim için kutsaldır.
Eğer yaşadıklarımız, umutsuzluk ve huzursuzluğa dairse yaşadıklarımız o zaman
bizim için hüsrandır.
Her ne yaşıyorsak yaşayalım; gerideki bütün yaşadıklarımız
tecrübeye dair bizim için birer kazanımdır. Her şeyde bir hayır olup ve
herşeyin hikmet-i sebebi olduğuna göre, bizler geleceğimiz için en iyisini
dileriz. İnanırız ki Allah'ın adaleti ve merhameti sonsuzdur. Bu inançla
hayatını sürdüren ve kendini en yalnız, en kötü hisseden, bunalımdan bunalıma
giren herkes; öyle bir zaman gelir ki, kendisine armağan olarak, posta ile
gönderilen bir paket içindeki kutudan çıkan, bir losyon şişesindeki koku,
çocukluğunda evinin bahçe duvarlarını boydan boya kaplayarak, duvarları sarıp
sarmalayan hanımeli çiçeğinin özünden yapılan bir losyondan başkası değildir.
Çocukluğunun masumiyet ikliminde yetişen hanımeli kokularının, özü bir losyon
şişesi içinde artık önünde duruyordur. Bu öyle bir koku ki; katkısız masum bir
aşkın Allah tarafından lütfedildiği, bir dostluk iklimiyle birlikte yalnızlığın
son veriliş anıdır. Bu an mahşere kadar mutluluk ve huzur olarak sürecek bir
andır.
Yazı - Çizgi : Profösör
8 yorum:
Ah o Sevgi denen nimet olmasa biz nasıl ayakta kalırdık...
Yazı çok güzel ama en çizime bayıldım:)
Çizim çok güzel Hoca'm.. Koku ve çağrıştırdıkları ile ilgili anlatımlarınız da muhteşem..
Pabuc @ Sevgi insanlığın özüdür.
Kelimeler Dunyasi @ Teşekkür ederim.
Asahhara@ İletişimin sihirli püf noktlarına değineyim istedim..
bir dönem o kadar bunalmış ve üzülmüştüm ki,o ana kadar yürekten inandığım bir gerçeği gözardı etmiştim;
herşeyde bir hayır vardır,her şerde bir hayır vardır...ben ki hayatımda bunun yakın tanıklığına şahit olmuştum....
Herşeyde bir hayır vardır. Ne mutlu inancımıza ki, sığınabiliyoruz, bütün çıkmaz sokaklardan çıkabiliyiyoruz Allah'a olan inancımızla..
Yorum Gönder