Dünyanın her yerinde okuyan gençlerimiz, tahsil için gittiği ülkenin değerlerini de keşfederek geriye dönüyorlar. Kimisi bulundukları ülkede kalarak vatandaşlığını orada devam ettirerek hayatını kazanıyorlar. İş güç sahibi oluyor, evlilik yapıp çoluk çocuk sahibi oluyorlar. Kimisi de çifte vatandaşlık alarak bir ayağı Türkiye'de, bir ayağı yaşadığı yabancı ülkede oluyorlar. Her iki ülkenin değerlerini birbirine tanıtarak da barış ve kardeşliğe katkıda bulunuyorlar. Bu gençler bir nevi gönüllü barış elçileri sayılabilirler. Bunlardan biri de benim Ankara'da yaşayan bir arkadaşımın oğlu Huzeyfe’dir. Kendisi Çin'e Reklamcılık eğitimi almaya gittiğinde dört beş yılını orda, aynı zamanda çevresini tanımakla geçirdi. Üniversite ve iş çevresinden arkadaşlar edindi. Şimdi de Türkiye ile Çin arasında bir köprü kurarak her iki ülkenin kültür değerlerini tanıtmak amacıyla bir takım projeler geliştirerek hayata geçirmekte kararlı olduğunu söylüyor. Geçen gün İstanbul Kadıköy'de bir kafede Huzeyfe'nin Çin'den getirdiği misafirlerle buluştuk. Biri kendisi, diğerleri de dört Çinli arkadaş bir ekip oluşturarak bir aylık gezi notlarını beş aynı kentte çekimler yaparak netleştirdiler. Bu çekimler bir egzersiz çalışma niteliğinde idi.
Benimle buluşmalarına gelince, beni de aralarında görmek isteklerinin olduğunu söylediler. Belli mi olur bu yaştan sonra Çin’e gidip böcek de yiyebiliriz. Farklı kültürler tanıyıp, farklı kültürleri de Türkiye'de tanıtım için bir çalışmanın içine girebilirdik. Toplantının gündemi olmamasına rağmen, orda yaptığımız bir gündemle yapacaklarımızı belirleyip bir çalışma takvimi çıkarttık. Ekip memleketleri olan Çin'e döndükten sonra da, Huzeyfe tekrar Türkiye’ye geldi. Konuyu birlikte yeniden toparladık. Türkiye ve Çin arasındaki kültürel, sosyal, ekonomik ve siyasi açıdan bir amacı olacak olan bir konsept belirledik. Bu konsept dairesinde, her tür mecrayı kullanabilirlilik yeterliliğine sahip olabilecek ekiplerin ayarlanması için bir hareket noktası belirledik. Her iki ülkede ayrı ayrı iki ekip oluşacak ve çalışmalar karşılıklı transfer edilerek projeler hayata geçecek. Bu projenin omurgası her iki ülke için aynı olacak. Bir örnek vermek gerekirse; Türkiye’de yapılacak bir televizyon programının formatı aynı şekilde Çin’de de bir benzeri olacak. Türkiye'de Çin, Çin’de ise Türkiye tanıtılacak..
Karşılıklı kültür alış verişlerinde iki ülke birbirini yakından ve detaylı tanışma fırsatı yakalarken sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal alanlarda da her ülke bu proje sayesinde kazanımları olacaktır. İlk çalışmalar belki eksikliklerle olacak ama bir yerden başlanmış olması ve projenin işlevsel olması bu eksikliği ortadan kaldıracaktır. Bu çalışmalar sadece para kazanmak amaçlı olmamalı.. Aynı zamanda bu çalışmalar bir gönüllülük esasına dayanmalı.. Böyle bir anlayış projeyi yapanlara ve her iki ülkeye itibar kazandıracaktır. Yeter ki gençler işin içine girsinler. Çünkü gençlik demek; umut demektir.
Profösör
21 yorum:
gençlik, girişimcilik, gönüllülük, kültürlerin kaynaşması, profösör güzel bir sonuç çıkarır ortaya diye düşünüyorum..
Servis tepsisi üzerinde Osmanlıca yazmak..Yer zaman mekan tanınmaz paylaşmak ve öğrenmek için değil mi..
sizin de yüreğiniz çok genç profösör
Bu proje kimlerden destek alacak mesela? Bu tür organizasyonlarda en önemli şey bana kalırsa sponsorluk kısmı yoksa bütün emekler boşa çıkıyor. Hem simit sarayı mı burası?
Çin ve Türk kültürü gibi kadim ilişkiye sahip iki kültürün, gençlerin elinde tekrar yoğurulması kadar güzel bir haslet yoktur sanırım. Başarılarınızın devamını dilerim. Allah yolunuzu açık etsin.
Çin'e gidip böcek yer misiniz acaba? Merak ettim şimdi...
Tam da benim yapmak istediğim şey. Ben Toronto'dayım ve çok kültürlü bir şehir burası. Yani birden çok ırk var. Hepsine elimden geldiğince Türk adetlerini aktarıyorum. Evime gelince lokum ve kolanyalarla karşılıyorum gibi gibi. Tabi bu küçücük bir başlangıç. Biraz daha ilerisinde umarım ben de böyle çok güzel işler için çaba sarf edeceğim. Tebrikler şimdiden.
Ayrıca yaşınıza lütfen bir şey demeyin. Benim burda dil okulumda sizinle aynı yaşlarda bir arkadaşım vardı. Yani yaş hiç fark ettirmiyor.
Emine@ Herkes kendi çapınd güzel şeyler yapabilir. Zerre kadar iyiliğin ve güzelliğin bu dünyada ve öbür tarafta bir karşıılğı vardır. inancımız budur.
zeynep@ herkes Osmanlıcamızı yazıp okumalı ve öğrenmek için de gayret etmeli.
birdelisevda @ Teşekkür ederim.
Aylak Kadın @ Bir proje işlevselliği v e işlerliği olursa sponsorluğu kolay bulunuyor. Bir işe başmadan projenin sponsoru halledilir. Sponsorluk demek bizde proje ver ama imkanımız yok demektir. Sponsorluk yapacak kişi, kurum ve kuruluşlar projenin geridönüşümüne bakarak sponsorluk isteğini kabul ederler. yoksa hiçbir proje sponsorsuz başlamaz ve emekler boşa gitmez. (Bu arada bu resimlerin çekildiği yer Kadıköy simitsarayıdır. Dikkatlisiniz tebrik ederim. Siz de bu işlerle ilgilisiniz sanırım.)
Faruk Özcan@ Teşekkür ederim dostum. İnşallah faydalı olacağımız çalışmalar yapabiliriz.
Kelimeler Dunyasi @ Çin'de her tür yiyecek bulunuyormuş. Ezogelin çorba bile içebilirmişiz.. Ben böcek yiyemem..
Laliş@ Sen de Kanada'da bir kültür elçisi olabilirsin. Bir genç arkadaşımız Konyada basit bir kamerayla çektiği mevlana kültürüne ait dökümanlardan bir gösteri hazırlamıştı. Mesneviden terceme ettiği metinleri de iyi ce dublajlamıştı. amerikada onlarca üniversite ortamlarında gösteri yaparak para da kazandı. Sonra da en son Türkiye'de NTV'de sponsorlu yayınylandı. Bunu yapan arkadaş daha sinema televizyondan yeni mezun olan genç bir arkadaş idi.
Ne guzel bir bulusma olmus. Siz de Cin'e gidecek misiniz? Gelismeleri merak ediyorum
NE GÜZEL...
yaa ne güzel ne eğlenceli :) çekik gözlülere selamm profum ayrıca şapkanıza da bayıldım yani :))
Bu Cinliler japonlar cok merakli insanlar, Cin'e gidin ama sakin bocek yemeyinn
didem@ Proje üzerinde çalışıyoruz bakalım. Birkaç kademede hayata geçiririz inşallah..
NE GÜZEL...@ Güzellikler devam eder inşallah,,
LoveMeorLeaveMe@ Aleykümesselam. Teşekkür ederim..
hazan @ Merak emeyin böcek yiyemem ben.
Medanşeri@ Çok çalışmamız ve titiz olmamız gerekiyor.. :))
Koskoca dünyada o kadar farklı deneyimler ve kültürler var ki. Biraz şansımız olsa zengin oluruz.
Deborah@ aslında zengin sayılırız..
HOCAM SİZİ BÖYLE ETKİNLİKLERDE GÖRMEK NE HOŞ .HER DAİM BEKLERİZ PAYLAŞIMLARINIZI..=)
profösör...
tebrik ederim. gurur duydum inanın...
bu arada bozdağ, birgi, ödemiş, tire gökçen,allahdiyen, gölcük...kaç km dolaştık bilemiyorum.
özlemişim oraları. ayağımın tozu ile bir selam edeyim dedim...
okuduklarım sizin adınıza beni çok sevindirdi...başarılar...
Birileri de bu günü değil de yarını da düşünerek güzelliklere adım atıyor çok şükür..
saygılar..
Yorum Gönder