Çağdaş
dediğimiz modern çağ ne yazık ki paçalarından akıyor da hala kendini
kirlettiğinin ve kirletildiğinin şuurunda değil. Daha bebeklikte masum
beyinlere yerleştirilen, toplar, tüfekler, tanklar, tabancalar, at hırsızları
kovboylar çocuklarımızı ruhen tahrip ediyor. Aç bırakılmış, ruhsuz kalpler ve daha nice akıl
budalaları... Çağımızda daha bebek annesinden doğarken masumiyetini yitiriyor.
Doktor, elinde neşter doğal bir doğumu yapay bir operasyona dönüştürebiliyor. Herşey artık maddeyle, parayla pulla, makamla
mevkiyle, şan ve şöhretle ölçülüyor. Hani vicdan, hani insanlık, hani maneviyat
bunun neresinde!.. Bir zamanlar anne çocuğuna çaputtan oyuncak bebek yapmasını
öğretiyordu. Çocuk babasından ev,
araba yapmasını öğreniyor, birlikte
uçurtma uçuruyordu. Bazen saklanbaç oynanır, bazen güreş tutulurdu.
Rüzgar gülü pervaneler, kamıştan düdükler, kağıttan kayıklar daha bir çok
oyuncaklar.. Çocuklar masum hayaller kurmasını öğreniyordu. Zaman geçti de ne
oldu!.. Çağdaş çöplükte çağ dışı
yaşamak artık moda oldu. Oysa bir
ışık, ışığın vurduğu delikli bir sepet, deliklerinden süzülen ışıkla efsunlayıcı
bir gölge oyunu. Madem ki en büyük ışık güneştir; güneş hakikati temsil ettiğine
göre, sepetin ışıkta hareket ettirilmesiyle bir gölge oyunu. Güneş hakikattir; oynaşan gölge ise bir
yalan. Daha bebek çağında hakikati de, yalanı da öğreniyor insan.!..
Profösör
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder