Nurculuk ve süleymancılık gibi akımlar kelime itibarıyle manavcılık ve kasapçılık gibi algılanabilir. Dilbilimciler ve edebiyatçılar da bu tür yaklaşımlara karşı çıkacaklardır. Bediüzzaman Risaleinur'la bir tenvir hareketi başlatmıştır. Bir manada inancı güçlendirme yani insan, kainat ve ötesini daha berrak olarak anlama ve anlatma hareketidir. İman ve ihlasa müdrik bir toplum İslam'ı yaşayarak ve yaşatarak bütün dünyevi marazlardan kurtulabilir. Her islam alimi kendilerini nurculuk, süleymancılık, suculuk, buculuk gibi isimlendirmemişlerdir. İslam alimleri birer mekteptir. Bunlardan yararlanmak kimseyi nurcu ya da süleymancı yapmaz. Sadece bu mektepler ayrı ayrı susuzluğumuzu gideren birer manba'dırlar. Bu menba'lar insanı nurcu ya da süleymancı yapmaz. Esas olan müslümanların bütün İslam' alimlerinden feyz almaları, dolayısıyla insanın iman ve ihlasla kamil manada müslüman olmasıdır.
Profösör
5 yorum:
her doğru yolu arayan böyle düşünüp de adım atsaydı bugün bu kadar kutuplaşma olmazdı sanki yurdumuzda
Hepsi en doğru benim diyor. İslam dini sana akıllı ve sorgulayıcı olarak doğruyu bulabileceğini söylüyor. Şucu bunu olmak mühim değil kalbinle iman edip temiz düşünmek esas olan. Çok güzel yazmışsınız dilsel ve dinsel anlamsızlaşmayı
Bizim ülkemizde maalesef şucu bucu damgası yapıştırılıyor. Çok güzel ifade etmişsiniz. Allah razı olsun
Gerçekten İslamı doğru algılamak ve yorumlamak da öyle eksiğiz ki :(
Ne güzel bir konuya değinmişsiniz ve ne güzel anlatmışsınız durumu. Bunun için teşekkür ederim öncelikle. Zaten onlar kendilerini bir tarikat liderleri olarakta görmediler ama insanlar durumu farklılaştırdı. Kaleminize sağlık...
Yorum Gönder