Bir düşünürün "Yazı bir silah ise, karikatür kemiğe saplanan bıçaktır" dediğini anımsıyorum. Charlie Hebdo mizah dergisi ise, sürekli İslam Peygamberine hakaret eden çizgileriyle müslümanların kalbine saplanan bir bıçak gibi davranıyor. Bu davranışını da ifade özgürlüğü olarak yapıyor. Fransa'da yapılan yürüyüş de katliamdan çok, dünyaya basın ve ifade özgürlüğü biçiminde yansıtılılıyor. Unutulmamalıdır ki bu yürüyüş, katliamdan hemen sonra yapılmaktadır. Bu yürüyüşte mizah dergisi Charlie Hebdo'nun adı zikredilerek "Hepimiz Charlie"yiz diyerek özgürlükler hak olarak istenmekte ve terör lanet edilmektedir. Elbette terör lanetlenmeli ve aynı zamanda da dünyada vuku bulan bütün terör olayları aynı telini görebilmelidir. Asıl mesele terörü oluşturan nedenler üzerinde samimiyetle durulmalıı, bataklıklar tamamen kurutulmalıdır.
Kıtalararası ülkelerdeki nice katliamlar dururken sadece "Hepimiz Charle"yiz demek ne kadar barış ve huzur konusunda başarılı bir organizasyon olabilir. Batı bütünüyle kısır döngü içindedir. İnsanlık hukuku sadece ulusal ve vatandaşlık değerleriyle değil, evrensel insan hakları boyutlarında düşünülmelidir. İslam Peygamberine saldırmak, asla basın ve ifade özgürlüğü olamaz. İslam bütün peygamberleri kabul eder. Fakat sapmaları da reddeder. Biz de kendi içimizdeki sapmalara karşı durur ve eleştiririz. Herşeye rağmen "Dinde zorlama yoktur" uyarısıyla da başka din mensuplarına hakarette bulunamayız. Bu bizim inancımız ve kültürümüzde yoktur. İslam medeniyeti farklılıkların bir arada barış ve huzur içinde yaşadığı hoşgörü kültürüdür.
Hiç kimse, kimseye zulmedemez, hakaret edemez. Haksız yere yapılan bütün saldırıların bumerang gibi etki yaptığını görememek gaflete düşmek demektir. Burada söylemek istediğimiz Charlie Hebdo mizah dergisinin İslam Peygamberi Hazreti Muhammed'e karikatür yoluyla sürekli saldırması ve kışkırtıcı hakaretlerde bulunmasını unutmemamız gerekir. Çünkü inanç değerlerine saldırıyı ifade özgürlüğü olarak kabul etmek asla mümkün değildir. Her tür inanç, ırk ve bölgesel farklılıklar dışlanmamalıdır. Yapılan terür olaylarını İslam'la ilişkilendirilmemeli, İslam'la etiketlendirilmemelidir. Her tür terörü adaletsizliğin, kısır politikaların aynı zamanda sosyal patlamaların bir sonucu olarak da görülmelidir.
Profösör
2 yorum:
hadi bu Allah düşmanı çizdiği karikatür için öldürüldü. peki evinde çizgi film izleyen 5 yaşındaki çocuk, kundaktaki her şeyden habersiz bebek, sahur hazırlayan 7 çocuk annesi kadın, tek yaptığı evine ekmek götürmek olan bi aile babası, yaşlı bi kadınla adam, bu insanlar neden öldürüldü? niye üstlerine bombalar yağdı?
bu dünyanın adalet anlayışı bizim vicdanımızı aşar profum.. iyi ki ölüm var, iyi ki hesap var..
O öldürülmüş, bu öldürülmüş; batı için farketmiyor. Zulüm devam ediyor. Oysa insanlık ölmüş; kimse kılını kıpırdatmıyor.
Yorum Gönder