İzleyiciler

seçimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
seçimler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ocak 2017 Cumartesi

Demokrasi ve Milli Mücadele


Devlet bireyi dolayısıyla milleti değiştirme gücüne sahip değildir. Fakat birey yani millet, devleti değiştirebilme gücüne sahiptir.  Bunun aksi düşünülürse, bu cumhuriyet ve demokrasi değil istibdat rejimi demektir. Onun için devleti idare edenler, milletin seçtikleridir; dolayıyle seçilenler de milletin vekilleridir. Asıl olan devlet değil; millettir. Millet kendi inancını, kültürünü sahiplenecek ve elindeki gücün  alınmasına asla müsaade etmeyecektir. 
.....
Devlet mekanizması seçilenlerin emrinde çalışır, fakat milletin hizmetindedir.  Adil bir devlet yapısı herkese eşit mesafede olan ve hakka riayet eden, bir devlet yapısı olduğu kadar, millete de hesap verir. Millet yönetimden memnunsa eğer seçilmişleri tekrar göreve getirir. Millet yönetimden memnun değilse eğer, seçimlerde mevcut iktidarı sandığa gömer. 
.....
Bu demokratik düzeni bilmeyen varsa eğer; kendine kültür edinmelidir. Dış güçlerin algı operasyonunda piyon olmamalıdır. Kim ki; devlete, millete Cumhur başkanlığına hakaret eder, küfrederse, yasalara karşı geliyor demektir. Kim ki terörü ve terörizmi överse, milletimizi kutuplaştırarak bölücü faaliyetlerde bulunursa bilsin ki yasalar yakasına yapışarak böylelerinden hesap soracaktır. Artık can iliğe tak etmiştir. Milli birlik dirlik demektir. Milli birliğimizi bozmak isteyen vatan hainlerine asla hayat hakkı verilmeyecektir. Milli mücadelemiz ancak milli birliğimizle kazanılacaktır. Allah milletimize ve devletimize zeval vermesin. Askerimizin ve güvenlik güçlerimizi korusun. Masum insanların kanı dökülmesin ve analar ağlamasın.

Profösör

6 Nisan 2015 Pazartesi

Din Dersleri Kaldırılmalıdır Hezeyanı


İslam dinini laisizm taassubuyla, hristiyanlık gibi dünya hayatını ayrı bir yerde, ahiret hayatını da ayrı bir yerde görmek isteyenlerin r çıkmazda olduklarını söyleyebiliriz. Oysa din hayattır. Dünya hayatında mutlu mesut yaşamak istiyorsak; dinin vecibelerini yerine getirmek aynı zamanda kulun boynunun borcudur. Bir siyasinin mecburi din dersleri kaldırılsın demesi Türkiye şartlarında bir hezeyandır. 

Sosyolojinin temelinde de  din vardır. Dini hayat toplumları şekillendirir ve toplumlara yön verir. Türkiye'de yaşayan farklı dinlerde ve anlayışlardaki insanların birbirlerinin inançları ve akideleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmaları, karşılıklı iletişimin de sağlıklı olması için gereklidir. Dostluk ve barışın da temelinde bu vardır. İnanç ve ifade özgürlüğü, sadece toplulukların, cemaatlerin ve grupların değil aynı zamanda bireyi de esas alan farklılıkları birer zenginlik olarak görmenin bir yansımasıdır. 

Biz toplum olarak, farklılıklarımızı zenginlik olarak sayan, laiklik ilkesiyle de birbirinin inancına müdahele etmeden, hatta bundan dolayı birbirine saygı duymamızın gerektiğini bilen bir milletiz. Fakat birbirimizin dini inancını ve anlayışlarını bilmek zorundayız. Bazen bu bize okullarda mecburi ders olarak da karşımıza çıkar. Bu ülkede etnik kökende bir çok vatandaşımızın yaşadığını düşünürsek ortak bir kadere de milletçe sahibiz demektir. Türkçenin okullarda mecburi olması da, ortak bir devlet ve millet varlığının bir gerekliliğidir. Türkçe dersinin zorunlu olması bundandır. Türkçe dersini okullardan kaldırılmalıdır diyemediğimiz gibi, mecburi din dersinin de kaldırılmasını taleb edemeyiz. Farklı inançtaki ve etnik yapıya sahip olan vatandaşlarımız, vatandaşlık hakkı olarak zaten kendi değerleriyle ilgili çözüm süreci içersinde hakları verilmektedir. Zorunlu din derslerinin okutulması son yapılan Milli Eğitim Şura kararları olduğunu da hatırlatmak isterim. Bu böyle biline!..

Profösör

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...