skip to main |
skip to sidebar
Ey Ağaç!..
"Bir zamanlar zıpkın gibiydik; yerimizde duramazdık. Dere tepe düz giderdi de dağlara, kayalara, duvarlara tırmanırdık. Onca yükü bir hamlede kaldırıp sırtımızda taşırdık. Zaman geldi yaşlandık. Yaşlanmakla kalmadık yalnızlaştık. Bu muydu bizim kaderimiz." diyen bilirsiniz yaşlılarımız vardır bizim. Başı dik, beli bükük büyüklerimiz vardır bizim. Gözü harama bakmamış, eli harama değmemiş; onuruyla nasıl yaşanırmış atasından öğrenmiş ak şaçlılarımız, ak sakallılarımız vardır bizim. Yaşamaksa eğer doğru yoldan sapmayacaksın arkadaş!.. Yaşamaksa eğer; varlığını insanlığa adayacaksın. Yeri gelecek kınalı bir kaya, beli bükülmüş bir ağaç, mevsimlik bir ot, cıyaklayan bir kuş, kaçan, koşan bir ceylan, yük taşıyan bir karınca olacaksın. Boşuna akmayacak gözyaşların!.. Ahını alacaksın mazlumların!.. İçinde birikecek zalimlere, canilere karşı kinin ve intikamın!.. Gülümseyeceksin mahzun çocukların gözbebeklerinde. Bir umut olacaksın dualarında darda kalmışların... Ey beli bükük, başı eğik yalnız ağaç; nedir senin derdin, bilmediğim ve hüzünlü kaderin!.. Kesme ümidini konar bir gün kuşun, gelir yelin!.. Kıyam dedin kıyam ettin. Şimdi rüku anındasın. Sonraki duruşun secdedir senin.
Profösör
2 yorum:
Bir zamanlar zıpkın gibiydik... Evet Profösör, bugün ben, dizlerimin yüzünden kızıma eşlik ederken, yürümekte artık bayağı zorlandığımı fark ettim.
Ne kadar korurduk değerlerimiz ve ne kadar huzurluydu her şey... Bizler etrafımızdaki herkese empatiyle yaklaşırdık, hasbelkader hatalarımız olursa utanırdık. Bu değerlerin yeniden canlandığını hayal ediyorum...
Düşüncenize, elinize sağlık. Sağlıcakla kalın.
Ece Evren@ Teşekkür ederim.
Yorum Gönder