Dünyanın her yerinde, neresinde olursak olalım; insanın
içine bir ateş düştü mü, onu yakıp kavurdu mu, bundan doğan acıyı ve ıstırabı
kendisi bile fark edemeyebilir. Ancak biz o zaman, onun aşka düştüğünü
anlayabiliriz. Bu yüzden bu hale geldiğini söyleyebiliriz. Aşk insanın kendi
içinde yanıp kavrulduğunun bir ifadesidir. Yalnızlığının içine gömülmesidir.
Çünkü aşkın en hararetlisi tek taraflı yaşandığı zaman olanıdır. Onun için
yanılır, kavrulunur, kor olunur, ateş olunur, alev olunur, kül olunur; sonuçta
yok olup gider insan. Bunun sonucu delilik, divanelik, meczupluktur. Amiyane
bir tabirle "Delidir ne yapsa yeridir sözü de boşuna söylenmemiştir"
Onun içindir ki aşka düşünce ağıt yakılır.. Onun için kavuşulmadığında hüzün
içinde hüzün boyun bükülür. Onun için baharın sonbahar; onun için yazın kış
olur. Onun için sonbaharda düş kırıkların sararmış yapraklar gibi gözyaşlarında
dökülür.. Onun için yazın sıcağında üşüyüp; tir tir titrersin. Onun için aşk
budur.
En büyük çile aşktır. İnsanın bedenen çektiği acı, ruhen
yaşadıklarının yanında nedir ki.. Bıçak yarası geçer de, kalp yarası geçer mi..
Yaşanan bu çileler biter mi.. İnsan bir kere aşka düştü mü, yanıp kül olduktan
sonra ikincisi değer mi.. Aşk bir kere yaşanır; uğrunda da bin kere ölünür.
Ölmek belki de çilenin son halidir. Onun için birbirini seven kişilere, aşıklar
densede, hangi halk aşığının kavuşabildiği bir sevdiği vardır. Halk aşığı
kavuşamayınca Hak aşığı olduğunu bütün kitaplar yazar. Oysa aşk kavuşmak için
değildir. Yanmak ve çile çekmek içindir. Bu dünyada çile çekmeyen kendini
hakikatin içinde bulabilir mi.. Harflerin, kelimelerin, cümlelerin anlamını
kavrayabilir mi. Çilekeş, gerçek bir aşık konuştuğu zaman bütün evren susmasını
bilir. Bütün evren dillendiği zaman, gerçek aşık da susmasını bilir. Meczupluk
ise hayatına tamamen küsme hali değildir. Ancak içinde bulunduğu hal, aşık
olmanın sessiz ve dilsiz halidir. Başlı başına hüzün içinde hüzündür. Artık bu
durum; Hak karşısında boyun büküş, boyun bükmenin de en son halidir.
Dünyanın her yerinde, ister türkü, ister arabı, ister
fransızı, ister rusu, ister itlyanı, ispanyolu, ister hitlisi, çinlisi, japonu;
zengin, fakir demeden insanoğlu aşık olur. Dünyanın her yerinde aşk varsa,
hüzün de vardır. Nice ozanlar aşık olur.
Nice aşıklar da zamanla ozan olur; türkü söyler, bozlak okur, ağıt yakar. Yanan
yürekler acı acı bağırır.. Yaralanan yürekler hüzünle haykırır. Bir Aşık
veysel, bir Mahsuni, bir Neşet Ertaş olur; bir ömür yaşar giderler, toprak
olur.
Yazı ve Çizgi:
Profösör
4 yorum:
Ne güzel anlatmışsın Profösör.
Aşk bir kere yaşanır, doğrudur, o da insanın içindedir. Diğerleri ilişki... İki kişinin paylaşımlarından oluşturduğu bir demet... Ama aşk tek başınalığı gerektirir, aslolan aşk odur.
Doğru bir tesbit. Böylesi de güzel aslında. Ne güzel çıtır çıtır yanıyosun sonunda. Pişiyorsun da..
Bu yazının tadı resmen damağımda kaldı.
Gece Yürüyüşü@ Teşekkür ederi. Tekrar beklerim..
Yorum Gönder