Mübarek Ramazan ayı münasebetiyle yurdun her
tarafında etkinlikler düzenleniyor. Neredeyse eski ramazanları aratmayacak
nitelikte organizasyonlar halkın istifadesine sunuluyor. Bundan da çok memnunuz.
Davudi sesli bir müezzinin okuduğu bir ezan sesi, bir gayri müslimi etki altına
alabiliyor ve onun hidayete ermesine vesile olabiliyor. Güzel ses eğitildiği
zaman daha da güzelleşiyor. Hele Ezan-ı Muhammedi gibi namaza ve kurtuluşa
davetin kutsal ahengi bir gayri müslimi anlamını bilmese bile onu, İslam’la
şereflendirebiliyor. Güzel sesin hakkını verdiğin zaman insan kutsal bir görevi
hakkını vererek yerine getirmiş oluyor.
Musikidenn, mimarlığa, yazıdan, resimden
edebilata kadar, sanatın her türlüsü başta İslami esaslara ters düşmeyecek
şekilde icra edilmesi aynı zamanda estetik kaygısıyla da en iyisi, en güzeli ve
en doğrusu yapılmalıdır. Peygamber efendimiz bir defin esnasında kabirin
toprağını eliyle düzelttiğini öğreniyoruz. Allah kainatı yaratmış ve insanı
ayrı tutmuş. İnsan ahseni takvim üzere yaratılmış ve bütün yaratıklar insanın
emrine verilmiş. Bu açıdan da insan yaptığı işi doğru düzgün yapması gerekir.
Alelade iş yapılmamalı, işin hakkı verilmelidir.
Bir duygu, bir düşünce ve bir davranışın
olgunlaşması ve kemale ermesi, aynı zamanda duygu, düşünce ve davranışların da
sanat ve estetik olarak ifade edilmesidir. Zamanla, git gide duygu, düşünce ve
davranışlar gelenekleşir, örf olur ve kültür olarak da hayatımızda kalıcılığı
artar. İslam medeniyetinin özü de inançtan doğar. Sosyal hayatın iyi insanlarla
şekilllendiği bir adalet ve ahlak toplumu oluşur. Ruh sanat ve estetikle
beslenir. İslami hassasiyet bizi her anlamda daha da duyarlı hale getirmiştir.
Her ne yaparasak yapalım İslami hassasiyet prensiplere uymakla başlar; bu prensipler üzerine de sanat
ve estetik biina edilir. Köksüz hiç bir uygarlık ayakta kalamamıştır. Şuurlu bir müslüman aklın ve nefsin
aldatmacalarına kanmaz; onun ölçüsü Yüce Kitapptır. O ölçü çerçevesinde sanata
değer verir estetik hazza kvuşur. Bundan dolayıdır ki; Geleneksel Osmanlı Türk
İslam sanatları, günümüzde çok ilgi görmektedir.
Her inancın bir uygarlığı ve bir kültür sanatı
vardır. İslam inancının da eskimez, pörsümez bir gönül medeniyeti vardır.
İşaret ettiği nokta insanın olgunlaşması, kemale ermesi, maddi ve manevi
zenginliğe kavuşmasıdır. İnsan o zaman maddi ve manevi olarak insan tatmin
duygusu yaşar.
Prrofösör
.....
Prrofösör
.....
Not: Bu makalemiz dünkü
Yeni Birlik gazetesi
Ramazan sayfamızda neşrolmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder