Dünyayı büyük devletlerin yönettiğini söyleriz; fakat asıl bunların arkasında sömürgeci büyük ailelerin birlikteliğini de görebilmeliyiz. Bütün lobiler, büyük ailelerin öngördüğü sömürgeci politikaların gerçekleşmesi için gereken her tür müdahaleyi yapabilmektedirler. Dünyada doğal afetlerin dışında, insanlığı tehdit eden her olay, bir anlamda daha önceden planlanmış, programa alınmış bir realitedir. Kimse kafasına göre siyasi bir hareket içinde bulunamaz. Hiç kimse büyük ailelerin iradesi dışında politikalar geliştirerek ülkesini yönetemez. Sadece kendisine tanınan siyasi özgürlükler içinde ağzını açabilir. Ne zaman ki; ülkelerde milli menfaatleri koruyan, sömürgecilere kafa tutan bir bir siyasi oluşum olur, etrafına özgürlük ve tam bağımsızlık aşılamaya başlar, peşinden milyonları sürükler, o zaman malum çevreler harekete geçer. Her türlü müdehaleyi, her mecrada gösterirler. Halkı ayaklandırmak için her türlü pravokasyonu da devreye sokarlar.
Bugün Türkiye'mizde olan bitenler, bu çerçeveden düşünülmelidir. Batının üzerimizdeki oyunlar yeni değildir. Aslen Haçlı seferlerinin de tarihteki bıraktığı iz aynıdır. Kurtuluş savaşı da aynı sömürgecilere karşı yapılmış ölüm kalım savaşıdır. Bugün milli iradeye karşı çıkıp, darbeye ve devrime evrilmesi düşünülen bu hareket, Türkiye'nin gelişmesine ve bir dünya devleti olmasına yönelik bir karşıçıkıştır. Masum protestoların arkasından yapılan ateş, yakıp, yıkılan milli değerler, devlete karşı yapılsa da, halkın birliğine ekilmiş ihanet tohumlarıdır. Kim ki; demokrasiye karşı çıkıyor, kanunsuz eylem yapıyor, sandığı tersliyor, olmayacak isteklerini dayatarak milleti galayana getiriyor, hepsi birer provakatördür. Ne yazık ki; düğmeye basanlar dış mihraklardır. İçteki işbirlikçiler, yataklık yapanlar, bir bir ortaya çıkmaktadır. Bu esen alev gitgide yakıcılığını yitirecektir. Çünkü millet, bu oyunu geç de olsa kavrayabilmiştir.
Şimdi de, aba altından sopa göstererek yakıp yıkarak antipatik olmak yerine, duran adam sessiz protestolarıyla sempati oluşturmaya çalışıyorlar. Bu oyun daha başka eylem türleriyle de, devam etse de, emellerine ulaşamayacak, kursaklarında kalacaktır. Hastalar, bebekler, yaşlılar ve işe gidecek olanlar tencere tava gürültüsünden son derece rahatsızdırlar. Elbette sabrını gösteren, milletin kahir çoğunluğu bu tür eylemleri sindirememiştir. Sindiremez de. Her ne yaparlarsa yapsınlar, bu hareket iktidara değil, muhafazakar kesime yönelik bir mahalle baskısıdır. Dış mihrakların da amacı budur. Faiz lobisi, içki lobisi, sigara lobisi, ilaç lobisi, silah lobisi daha nicelerini saymak mümkündür. Türkiye temizlenmektedir. En itibarlı sayılan ordunun içindeki ihanet çeteleri de yargı önüne çıkartabilmişse, hukuk çerçevesinde çapulculara da gereken kanuni dersi de verilecektir. Asıl üzen şey, genç çocuklarımızın geçmişten ders alamamalarıdır. Türkiye Çanakkale ruhuyla dünya karşısında dimdik duran bağımsız bir devlettir. Devletimiz ve ülkemiz emin ellerdedir. Demokratik kurallar işleyecektir. Ülkemizde her anlamda ve her alanda adalet tesis edilecek, kalkınma hızı artacaktır. Hiç bir güç Türkiye'nin gelişmesinin önüne geçemiyecektir.
Profösör
3 yorum:
Yüreğinize sağlık inşallah...
Çok beğendim yazınızı, teşekkür etmek istedim, paylaşıcam müsaadenizle...Selamlar olsun Çanakkale'den :)
Teşekkür ediyorum çok güzel bir yazı ve tüm tespitlerinizde de isabet etmişsiniz size katılıyorum. Allah Razı olsun kaleminize kuvvet..
Gelibolu17 de@ Ve aleykümesselam. Teşekkür ederim.
Emine Kaya@ Ben de teşekkür ederim. Allah razı olsun.
Yorum Gönder