İşte ben!.. İşte pencerem!...
Yine
takvimden düştü bir yaprak. Sonbaharın son demlerini yaşayarak. Kuru dallar arasında direnen en son
yaprak o da düşecek yere toprağa karışarak. Kapıda kış; düşündürüyor insanı.
Kış titretecek içimizi soğuk vuracak camlara. İşte geldik gidiyoruz; hayatımız
buğulanacak. Buğulu bir cam,
parmak ucuyla yazılmış kaderimiz. Bir hüzün var sanki; kalbimiz tertemiz. Sonbahar büsbütün hazan ve
sonbaharla kış arası ağlamaklı oluyor insan. Hayal bu kış uykusuna yattığımız
zaman; bir daha hiç uyanmamak. Yanan ocak yok, soba yok, mangal yok. Sadece
içimizde yanan bir ateş var; koru yok, külü yok... Bir serçe gelir pencerene,
karnı aç, kanadı kırık. Hallerden hal beğen; sanki pencerene gelen kırık
kanatlı serçesin sen!..
16 Kasım 2017 Perşembe
Buluşma Noktası /YeniBirlik gazetesi
2 yorum:
Ne güzel yazmışsınız, konuşmaz mı hiç fotoğraflar esas samimi olan içinden duygu taşıran onlar.
Ahsen Simsek@ Teşekkür ederim.
Yorum Gönder