Her inancın, her kültürün, her uygarlığın sosyal yaşam ve iletişiminde bir izdüşümü vardır. Bu izdüşüm, adalet ve ahlak değerleriyle vücut bulmasıyla, inancın özüne ve ruhuna vukufiyetie kimlik, kişilik kazanır. Ne varki bireyin dışındaki batıl etkenler ve hurafelerle ilim ve irfanın önüne geçmiştir. Peygamber Kuran'ın emrettiği şekilde yaşamıştır. Bizler bu devirde bile meri yasaları ya bilmiyoruz, ya da nemalazımcı bir tutum içinde sorumlu olduğumuz şeylerden kaçınıyoruz. Umursamıyoruz. Dinin ahlak ve adalet öğretilerinden gittikçe uzaklaşıyoruz.
Resimde yüzü açık, elleri ve ayakları açık Afganlı yaşlı bir kadın. Arka planda sadece etrafa bakabilmesi ve görebilmesi için tülden penceresi olan burkalı genç bir kadın. Bir kuma. Sessiz ve bulunduğu yerde haretsiz saatlerce duran bir kurban. Onun da üzerine giderek, kuması olan yaşlı kadın kadar özgürlüğü olmasa gerek. Ne din bunu emrediyor, ne de yasalar bunu öngörüyor!.. Örf adet gelenekler, ataerkil bir yapılanmanın bozuk çarkları içinde nice kadınlar sanki yazgısını bekliyor. İslam ülkelerinde bir dış giyim olarak kullanılan pardösü, ferece, çarşaf ve burka kadının dış giyim tercihi olarak görüyorum. Fakat ev ortamında burkayla oturmayı pek anlam veremiyorum.
Görünen o ki bu tür yaşam biçimi zengin ailelerde daha sık görülmesi. Böyle de olsa, sonradan gelen önceki kadının da emrinin altına girmesi. İnsanı, bireyi, erkekleri ve kadınları anneler yetiştiriyor. Anneler de, cehaletin öngördüğü çarpık sosyal yapılaşmanın ve mühendisliğin, ne yazık ki birer mahkümu haline gelebiliyor. İffet sadece kadınların ambalajlanmasıyla sağlanmaz. İffet Kuran'ın öngördüğü gibi; kadın erkek cehaleti yenmek olmalıdır. İffet ilim ve irfanla sağlanır. Kurtuluş İslam'ın özüne dönüşle olur. Kuran'ın emirlerine müdrik olmak, onun ruhuna uygun olarak yaşamaktır.
Hakteala bizi şuurlu ve salih kullarından eylesin.
Proösör
4 yorum:
amin ... bu durumun yalnızca bizim coğrafyada ve özellikle islamdan etkilenmiş toplumlarda olmadığını yakın zamanda okuduğum bir seyehat kitabında gördüm bir kabileye komşu köyden 15 yaşında gelmiş gelin ocağın yanında serilmişçuvalda yatıyor çünkü yalnızca erkekler hamakta yatabiliyor o köyde kıza ailesi isim koymmaış evlendikten sonra da kimse isim koymamış ,bir insan bir kadın bir anne ama bir adı yok kimse ona bir ad vermek istememiş yemek yapsın doğursun ada ihtiyacı yok ... evimize aldığımız bir kediye bile isim verirken bir erkek karısına ismi çok görmüş , ne kadar ilkel olduğu ya da ne kadar zengin veya bilgili olduğu farketmiyor insana kıymeti anne mi öğretecek öğreten mi biri öğretmeli bu çok vahim durumlara götürecek bizi gibi duruyor ... kıymetsizlik artıyor ülkemizde de ne yazık ki
Çok güzel dile getirmissiniz. Sosyal medya dindarlari türedi son zamanlarda. Baskalarinin inancina karismak da hiç bir dinde yok ama kimsenin umurunda degil.
uzmanamator @ Haksızlık karşısında susulmamalı. Ne olrsa olsun tabi...
Derya @ Önce biz kendimize bakmalıyız. Ancak öyle topluma örnek olabilir ve ancak öyle hizmet verebiliriz.
Yorum Gönder