Zaman zaman kendi düşüncelerimizin mahkumu olabiliyoruz. Bu bir nevi, bizi uzun süre saplantı hastalığına götürebilir. Her gün sabah erken kalkıp, gece yatıncaya kadar temizlik yapanları biliyoruz. Hatta gece yarılarına kadar köşe, bucak, dip temizlik yapsak bile zihin temizliğimizi yapamıyoruz. Zihinsel kirlilik insanın hayat kalitesini tamamen bitirebiliyor. Hayatımız, ömür boyu bütün gün temizlik yapmak değildir.. Zihinsel yenilenmeyi yapamadığımız için güncellenemiyoruz. Yeniden güncellenmemiz gerekir. Yoksa ömür boyu amele gibi çalışmak değildir hayatımız. En önemli başlangıç dengemiz, inandıklarımız, uyguladıklarımız ve kazanımlarımızdır. Sonra da bu kazanımlarımızı insanlık idealinde paylaşabilmemizdir.
Hayatımızda birçok engelle karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu durumda bir anlam üretmek ve zorlukları aşabilmek için başka düşünce paradigmalarına gereksinim duyulmalıdır. Yeni düşüncelerle yeni düzenekler kurulabilmeliyiz. Başka düşüncelerle kendi düşüncelerimizin bir arada olması demek, etkileşim içinde bulunarak, yenilenmek ve gelişmek demektir. Yeniden güncellenmek demektir. Yoksa bir takım olumsuzlukları kabullenmek demek olur ki, işte bu çağdaş köleliğin başlangıcıdır. Hiç kimse kendi başına kurtuluşa erememiştir. Herkes birbiri sayesinde felah bulur. Herkesin biriktirdiği değerleri vardır. Herkesin birbiri için paylaşabilecek kazanımları vardır. Hepimizin en önemli değeri, başka alternatif çıkış yolları bulabilmek için istişare ederek düşünce geliştirmek, bu düşünceyi yeni bir inanç haline getirerek uygulamaya sokabilmektir. Yeniden düşünmek demek, yeniden güncellenmek demektir. Bir bünyenin yeniden doğması ve yapılanması demektir. Çünkü her yeni düşünce iyilik, güzellik, doğruluk kavramlarıyla anlam bulur. Yeni yeni anlamlar üretir. Bir şeylerin farkına ancak bu şekilde varabiliriz..
Düşüncelerimiz ve duygularımız iç içedir. Her iki değer zihnimizde buluşur ve belleğimizde titreşim halindedir. Hayatta sadece maddi kazanımlar bize mutluluk vermez. Önemli olan kalıcı kazanımlardır. Fi tarihinde bir göz kırpış, bir el sallayış, bir derin bakış, bir tatlı tebessüm bizi ömür boyu mutlu olmamıza bir nedendir. Eğer hayatımızda inancımızı yaşayabiliyorsak huzurun içindeyiz demektir. Önemli olan hayatımızda yanlış giden bir şeyler olduğunda, durup kendimizi bir çekaptan geçirebilmek ve yeni anlayışlarla kendimizi güncelleyebilmemizdir. Vücudumuz doğal olarak uygun gitmeyen durumlarda ruhen ve bedenen alarm verir. Travmalarla panik ataklar başlar. Vücudumuz olması gereken tepkileri verir. Panik atak ruhun tepkisidir. Bunun tercümesi aynı şeyleri ve aynı hataları tekrar tekrar yapıyoruz demektir. Aynı olumsuz şartları kabul ediyoruz demektir. Hangi durumda olursak olalım, yeni bir günün güneşin doğuşuyla başladığı gibi, yeni bir hayatın yeni şartlarla başlamasına izin verelim. Hergün yeniden güncellenelim.
Profösör
4 yorum:
Hocam,tek kelimeyle harika..
Her cümlesi sanki bana yazılmış öyle algılıyorum ruh halimin son zamanlardaki durumu yüzünden..
Çok şükür Rabbim bu durumlardan kurtarıyor kullarını,yeterki O'na sığınalım...
Yazıyı çok beğendim,diğer tüm yazılarınız gibi..
Selam ve dua ile..
Ben hala dündeyim. Dün gecede. Öfkem, gözyaşlarım hala içimde. Belki ondan hala ordayım. Boşalmadı içim. O yüzden bu sabah güncelleyemedim kendimi...
Beceremedim.
Doğan her gün yeni bir umut, yeni başlangıç demektir.Çok güzel bir yazı elinize sağlık...
BENİM GÜNCELLEME BAYA ZAMANIMI ALIYOR...AMA GAYRET VAR...
Yorum Gönder