İzleyiciler

14 Kasım 2011 Pazartesi

Eğitimciler ve medyaya düşen önemli sorumluluklar

Sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir toplum olmak, ancak bilinçli toplum olmakla mümkündür. Bilinçli toplum doğruluğa, iyiliğe ve güzelliğe duyarlı olan toplumdur. Böyle bir toplum tasavvuru ancak eğitimcilerin ve iletişimcilerin öncelikli gelen  sorumluluklarıdır. Devlet; eğitim ve iletişim alanını toplumun moral değerlerine göre denetlemeli, inansan onurunu  ve itibarını çiğneyecek, hatta zedeleyecek olumsuz etkenlere kesinlikle  izin vermemelidir.. Bu konularda devletin ayrıca bir  sorumluluğu da vardır.  Bir eğitimci eğer eğitimcilik vasfını taşımıyorsa, öğrencilere kötü örnek olacaktır. İletişimciler de genel ahlak ve adab kurallarına uygun olmayan  yayınları  yapmaları durumunda hem kendilerinin varlık sebebine aykırı hareket edecek, hem de kitle eğitimi yapması gerekirken kullandıkları mecralarla toplumu ifsad eden duruma düşmüş olacaklardır. Bu durum ahlaki olmadığı gibi, aynı zamanda da hukuki değildir. Bunun vebali çok büyük olup, bundan konum ve ahvale göre herkes sorumludur.

Çocuklarımızı emanet ettiğimiz eğitimciler, toplumun en önde gelen insanlarıdır. Onların herhangi bir zaafı bizi endişelendirmelidir. Eğitimciler; doğrulukta, iyilikte ve güzellikte örnek alınacak insanlar olmalıdırlar. Eğitimciler sigara içmemeli, alkol almamalı, kumar oynamamalı, kıyafetlerin, tavır ve davranışlarına dikkat etmelidirler. Eğitimciler geleceğimizi inşa eden birer değer olmalıdır.  Çocuklarımızı ahlaklı, karakterli, seviyeli insanlar olarak yetiştirmek için önce kendileri de yetişmiş birer nefer olmalıdır. Bu suretle hepimiz birlikte cehaleti ortadan kaldırmalıyız.. Ahlaklı insan demek; bütün güzel melekelerini çalıştırabilen insan demektir. Ahlaklı insan zekidir. Çalışkandır. Ahlaklı insan mesleğini ancak hizmet olarak icra eden insandır. Eğitimcilerimize düşen görev ise, bu bilinçle hareket etmeleridir. Eğitimcinin küçük bir zaafı toplumumuzun gözünden kaçmamaktadır. Onun için; toplumumuzun gözünde  eğitimcilerimiz itibar kazanmalı, buna karşılık itibar kaybına uğramamalıdır.

Yayıncılar ve medyaya gelince; onların da üzerine düşen büyük sorumluluklar vardır.  Hizmet ancak sorumluluk duygusuyla yerine getirilir. Bütün mecralar iletişim hizmeti verirken aynı zamanda da, doğru bilgiyi aktarmaları gereğinin bilincinde olmalıdır. Araştırmadan ve bilgiyi doğrulatmadan, mahreci kesin belli olmayan haberlerden de kaçınmalarıdır. Yayınlanan kitaplar, gazeteler, dergiler, bültenler, internet ve dijital yayınlar dahil radyo ve  televizyon ancak toplumu irşad etmek için vardır. İrşad etmek toplumu bilinç düzeyini arttırmaktır. bireyin ve toplumun rüşt sahibi olmalarını sağlamaktır. Bu iletişim dairesi içine tiyatro ve sinemayı bile alabiliriz. Bir fikir veya bir potansiyel ana fikir, insanlığı yücelten duygu ve düşüncelerle bezenip işleniyorsa, medya ve diğer mecralar  görevini hakkıyla yapmış sayılırlar. Yoksa sağlam ve ahlaki bir temele dayanmayan bütün projeler toplumumuz için zararlıdır. Çünkü böyle yaklaşımlar, toplumumuzu anarşi, terör ve anomiye sürükleyen bir zemin oluşturması bakımından tehlikelidir.. Bu açıdan iletişimciler,  genel ahlak kurallarına  ve adaba göre hareket etmelidir..  Bu tutumlarını mümkün derecede muhafazakarlık çerçevesine alabilmelidirler.. Medya marjinal tutumlardan kaçınmalıdır. Halkımız bizim yayınlarımızı seviyor ve izliyor diyemezler. Halkımız bu yayınları istiyor ve izliyor demelerinin geçerli bir mantığı olmamalıdır.. Toplumun ulvi değerlerini hiçe sayan, konuya vakıf olmayan cahil insanları konuk olarak ağırlayan medya aynı zamanda  itibar kaybeder. Ne yazık ki muhafazakar medyada bile, kendi değerleri içinde çelişkiye düşebilmektedir.  Yabancı filmlerdeki yatak sahnelerini makaslayarak önlem aldıklarını zannederek; filimdeki baş kahraman oyuncunun sigara içmesini alkol almasını, kumar oynamasını, gayri meşru hayat yaşamasını önleyemiyor. İşin aslına bakar isek;  medya kuruluşları inanç değerlerine uygun prodüksiyon yapamıyorlar. insanlık değerleri karşısında iflas ederek, toplum karşısında itibar kaybına uğrayarak battıkça batıyorlar.

Eğitimcilerimiz kendilerine emanet ettiğimiz çocuklarımızı, eğitimcilik ruhuna uygun bir şekilde hayata hazırlarken, kitle eğitim araçları diye adlandırabileceğimiz medya iletişim mecralarının yöneticileri de toplumun huzuru ve mutluluğu için, manevi değerleri hiçe sayarak asla yayın yapmamalıdırlar. Medyanın topluma  dezenformasyonu aynı zamanda bumerang gibi  kendilerine vuruyor olması demektir. Toplumu yücelten ahlak değerleriyle yayınların gerçekleştirilmesi, toplumsal bilincin yükselmesi demektir. Ancak bu suretle medya birinci derecede görevini yapmış sayılabilecektir.

Yazı: Profösör -  Çizgi: Serre

8 yorum:

Unknown dedi ki...

güzel temenniler...
ben eğitimcilerin bu toplumda işini en sağlam yapan insanlar olduğuna inanıyorum...malesef son dönemlerde bizler yıpratılıyoruz...veliler iyice anlayışsız oldu..bizlerde insanız sonuçta...
birde meb bakanı açıklama yaptı 15 yılını dolduran memurlar başka illere gönderilecek diye..hadi bakalım hayırlısı...

papatya dedi ki...

Agzina saglik ! Sonuna kadar haklisiniz.

just not found. dedi ki...

çok doğru söylemişsiniz fakat keşke herkes görev bilincine sahip olabilse ve gereken özeni gösterse. Bazen bu temenni olmaktan öteye gidemiyor...
Yine de umut etmekten başka çare yok elbette...

uzunincebiryol dedi ki...

Eğitimcilere büyük iş düşüyor ama bu eğitimcilere iyi eğitim vermek, doğru politikalar hazırlamak, düzgün koşullarda çalışmasını sağlamak, düzgün maaaş vermek gerekiyor yoksa maaş derdinden nereye kadar ders anlatacak öğretecek, canının derdindeyken ne kadar eğitim verebilecek. Önce iş devlete düşüyor bence. Sözlerinize katılıyorum ama eğitim politikası devamlı değişiyor, basitleştiriliyor,çocuklar pinpon topu gibi ordan oraya sürükleniyor, eğitim maddi açıdan gittikçe zorlaşıyor, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı sorunlarıyla başbaşa bırakıp işsizler ordusunu arttırıyoruz.

Pabuc dedi ki...

Para/maddiyet insanlar için en önemli şey olmaya başladıktan sonra hiç bir kurum görevini olması gerektiği şekilde yapmıyor..Hiç kimse insanlığı düşünerek hareket de etmiyor..Mühim olan para olduktan sonra artık yanında herşey değerini yitiriyor..Bu gazete olur ,eğitim olur sağlık olur..amacınızı şaşınca yaptıklarınız da şaşar..

Saygılar..

Profösör dedi ki...

öz'üm @ kesinlikle sana katılıyorum. teşekkür ederim..

papatya@ teşekkür ederim.

Profösör dedi ki...

kuccukkurba @ Evet herkes görev bilinci içinde olmalı. ancak öyle felaha kavuşuruz.

uzunincebiryol@ eğitim bir bütün sistemdir. Sistemin iyi çalışması bütün dişlilerin sağlıklı çalışmasıyla olur..

Asahhara dedi ki...

Medyada toplumla iletişim içinde olanların biliçli ve duyarlı olmaları gerekir.. Her yayın ahlak ve doğru bilgi çerçevesi içinde olmalıdır.

Güzel bir paylaşımdı.

Teşekkürler..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...