İzleyiciler

26 Ekim 2009 Pazartesi

Muhafazakarlık

Günümüzde bilgiye ulaşmanın ne kadar kolay olduğunu internetle öğrenmiş oluyoruz. Bir taraftan da neyin doğru, neyin yanlış olduğunun sağlamasını da yapacak güvenilir bir kaynağa nekadar da gereksinim olduğu ortada durmaktadır. Meseleleri çözmek, anlamak ve kavramak o kadar da zordur. İyiyle kötü, güzelle çirkin, doğruyla yanlışın içiçe girdiği, ne idüğü belli olmayan bir iksir gibi sunulan zehir, ifrit elyile mikserlenerek hazırlanmış ve altın bir kabta sunulmaktadır. Ne yazık ki doğru düşünme mantığını yitirmiş, bilgisiz, deneyimsiz, aklı selim olarak algılayamadığımız meselelerin içinde boğlmuş gibiyiz. Sanki; yıldızı olmayan bir gökyüzünün karanlığında, vahşi bir ormanda yolunu arayan, kendisine de yabancıl, korunmasız bir insan haleti ruhiyesindeyiz.

Makul olmlak ya da olmamak, aklı selimle ilgilidir. Aklı selim sahibi olmak da iyinin, güzelin ve doğrunun ilkeleriyle temellendirilmesi gerekmektedr. Makul olan aynı zamanda korunan, muhafaza edilmesi gereken değerlerdir diye düşünebiliriz. Oysa iyi, güzel ve doğrunun kendi ilkeleriyle değerler manzumesi olduğunu bilmemze rağmen, sadece kişinin kendi iradi insiyatifine girdiği zaman, her zaman iyi sonuçlar alınmamaktadır. Onun kendi ilkeleri ahlaki temellere bağlı olsa da, asıl olan yasal düzenlemelerin ta'diliyle bu değerler muhafaza edilebilmelidir. İşte muhafazakarlık bu püf noktayla şekillenerek makul olma değerlerini nesiller boyunca insanlığın taşıyabildiği değerleri etik ve estetik değerler olarak niteleyebileceğimiz bir giysidir.

Muhafazakarlığı genelleme yapack olursak; iyi, güzel ve doğrunun tartışılmıyacağı, herhangi bir karanlık noktası olmayan, tamamen fıtri ve yaratılışa uygun, insanlık onurunun temelini teşkil eden değerler manzumesidir. Hfız, hafız, Hafıza, muhafaza, muhafız, mahfaza gibi kelimeler aynı köten gelmektedir. Bilgisayar kullanıyoruz. Bilgisayarımızın bir hafızası var. Türkçede buna ayrıca bellek de diyoruz. Hafıza demek bilgilerin saklandığı bir disk yada diskettir. Aslında hafızayı bir bilgi ya da belge deposu diye anlamka yerine bilgi ve belgelerin korunduğu bir kavram olarak düşünmeliyiz. Çünkü bilginin ve belgenin saklanma nedeni öneminin ön planda olmasıdır. Dolayısıyla muhafazakarlık da, iyi, güzel ve doğrunun öğrenilmesi, bilinmesi, anlaşılması, kavranması ve hayatımızda bir yaşam felsefesi olarak yer edinmesidir.

Muhafazakarlık; insanların çoğunun buluştuğu noktaların çıkış noktası, alışıldık düşünceler, davranışlar, değerler, beğenilerdir. gibi düşünebiliriz. Fakat bu mantık doğru gibi görünse de, bu fikir ancak tahrif edilmiş değerleri yaşayan toplumların körükörüne inandığı, doğmatik düşüncenin ürünüdür diye algılanabilir. Müslüman toplumların İslamın temel ilkeleriyle bağdaşmayan fasit örf dediğimiz yaşam biçimlerini de muhafazakarlık olarak niteleyebilirler. Oysa muhafazakarlığı İslam'ın temel ilkeleri, Kuran ve Sünnetle algılayabildiğimiz, anlayabildiğimiz ve kavrayabildiğimiz ölçüde hayatımızda değerlendirebiliriz. Çünkü beyaz beyazdır. Siyah da siyahdır. Hayatın grileri de vardır diyemessiniz. Biz beyazdan yanayız. Siyahı temsil edemeyiz. Beyaz iyinin, güzelin ve doğrunun doruk toktası bir değerdir. Siyah; kötünün, çirkinin, yanlışın bir yansımasıdır. Muhafazakarlık kirliliği kaldırmaz. Bir bardak suya bir damla mürekkep damlatırsanız, su mürekkebi yutar.. Belli bir damlaya kadar su mürekkebi yutabilir ama sıra öyle bir damlaya gelir ki, o damla suya düşünce su masmavi kesilir! Sözün kısası muhafazakarlığı ancak mtedeyyinlik kriterlerinde şekillendirirsek bir değer kazandırır.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...