Doğarız, öğreniriz ki ölüm vardır. Zaman ezel ve ebettir. İnsan özü itibariyle Adem ile Havva'dan gelen bir değerdir. Karşıt iki cinsin, erkek ve dişinin birlikteliğiyle üreyerek nesiller oluşur. Nesiller nesilleri getirir. Siyahın beyaza karşı çıktığı gibi, gece ve gündüz peş peşe gelir ve birbirini tamamlayarak günler günleri yer bitirir. Oysa gecenin gündüze muhtaç olduğu gibi, siyah beyaza, beyaz da siyaha muhtaçtır. Severiz, seviliriz. Üzeriz, üzülürüz. Açlığı da biliriz, tokluğu da.. Aşkı, sevgiyi, dostluğu bildiğimiz kadar, sevgiyi, şefkati merhameti de biliriz. İnsan her an, iki karşıt fikri, iki karşıt duyguyu bir arada yaşayabilir. Her an sevinci ve korkuyu bir arada yaşayabilir, Sevinci korkunun içinde, korkuyu sevincin içinde bulabiliriz. Hayatın anlamı ve hayatın dengesi her iki duygunun varlığıyla dengelenmiş demektir.
Bize kudretten sunulan görme yetisi sayesinde görebiliyoruz. Fakat bu bakışla olumlu ve olumsuz değerleri fark etme yetisini ancak ilim, irfan ve Allah'a olan kulluğumuzla algılayabiliyoruz. Eğer iyi bir terbiye almış isek, irademiz bütün olumluluklar yönünde işlev görebiliyor. Nefsin terbiyesi demek, iradeye sahip olmak demektir. Ya meleklerin masumiyetine erişip daha yücelere yükseleceğiz, Ya da şeytanın isyan çizgisinde sefil bir hayat süreceğiz. Her iki yol önümüzde durmaktadır. Eğer huzur ve mutluluğa erişmek istiyorsak, Allah'ın emirlerine uymak, hep birlikte kitaba, kurallara uygun yaşamaktır. Eğer huzursuz, mutsuz olmak istemiyorsak, Allah'ın yasak koyduğu şeylere karşı, hep birlikte savaş açmak ve onlardan kaçınmaktır.
Bir olgu, olumlu ve olumsuz değerleriyle olgu haline gelir. Her şeyin bir zahiri ve açık yönü olduğu gibi, bir de batini, kapalı yönü vardır. Her şeyi karşıt kavramlarıyla değerlendiririz. İki boyutlu algılar, analiz ve sentezlerimizle üçüncü boyuta taşınarak, böylece gerçeğe teslim oluruz. Bir gözlüğün iki camından biri kırmızı, diğeri mavi olsa, ikisinin bakış noktası bize mor ve mor ötesine götürebilir. Sen ve ben iken, bir bakmışız ki; ikimiz de aynileşmişizdir. Artık "sen" ve "ben" kavramı yerine "biz" kelimesinin anlam kazandığı bir yaşam içinde olabiliriz. Çünkü "Sen" ve "ben" "biz" demektir.
Profösör
9 yorum:
Keşke hep güzellikleri görebilsek. Ama insanoğlunun kafası bi değişik basıyo :)
Bir de size bir sorum olacak. Müslüman bi kadının meleklere dair yazdığı kitaplar var, duymuşsunuzdur belki. Bir sürü melek ismi var her konuda yardımcı olan bir melek olduğunu falan yazmış. Müzik meleği bile varmış mesela, Sandalfon adında. Melekler hep yanımızdaymış da tüy gibi gökkuşağı gibi işaretler bırakırlarmış bazen falan. Ben duyduğumda şaşırdım ve de açıkçası pek inanamadım. Sizin bu konuda bi bilginiz var mı?
Herşey zıttıyla mümkün..İçimizden gelen doğruya, iyi hislere kulak verelim, Allah yardımcımız olsun..
BABALAR GÜNÜNZ KUTLU OLSUN ELİNİZİ ÖPMEYE GELDİM:)
Eğer huzursuz, mutsuz olmak istemiyorsak, Allah'ın yasak koyduğu şeylere karşı, hep birlikte savaş açmak ve onlardan kaçınmaktır.
Yani Huzur İslamda dimi :))
Bence zıtlar bir dengeyi var etmek için yaratılmışlardır. Eğer iki zıtlığın özünü anlayabilirsek kendi terazimizdeki dengeyi kurabiliriz diye düşünüyorum. Öbür türlü kefelerden birisi ağır basardı ve bir dengeye yine de ulaşamazdık :)
hocam, asahradan duyduğuma göre o hep anlattığınız köyünüzdeymişsiniz..sizin adınıza sevindim..kim bilir ne mutlusunuzdur...
ben sizi çok özledim..manevi desteğinizi arıyorum..
saygılar..selamlar...
NERDESİNİZ ÇOK MERAK EDİYORUM SES VERİN LÜTFEN:(
Buradayım.... ;)
güzel bir yazı dzisi olmuş profesör.. ancak bende bir yorgunluk kahvesi rica edicem..:)
Yorum Gönder