Televizyonda meslek ve kariyer yapmak üzerinde
bir tartışma yürütülüyor. Bu tür tartışmalar, geleneksel söylenegelen
hakikatlerin bir başka lisan ile ilgi çekici kavramlarla yeniden ifade
edilmesinde yarar görmüşler sanki. Oysa kalıplaşmış bir takım sonuçlar bizim
ilerlememiz için birer kilometre taşları gibidir. Varacağımız yere gitmek için
doğru yolda ilerlemek ve güvenliğimizi sağlamak açısından önemlidir. Örneğin
çocukluğumuzda bize yöneltilen sorulardan biri "Büyüyünce ne
olacaksın?" sorusudur. Bu soruya
öğretmen olacağım, doktor olacağım, hakim olacağım, imam olacağım,
muhtar olacağım gibi klasik cevaplar vermişizdir. Buradaki olma fiili ve isteği
aynı zamanda hangi meslek olursa olsun ehliyet ve liyakata sahip olacağım
demektir. Bu gözardı edilerek, çocuklara
"Büyüyünce ne olacaksın"
diye sorulduğunda
"Hastaları iyi edeceğim" cevabı verilmeliymiş. Zaten bütün
çocuklar bu tür cevaplar verir. Doktor olmanın ruhunu ve işlevini polomik yapan
NLP’cilerden de daha iyi bilir.
Bütünüyle böyle bir tartışma neden yapılıyor
anlamış değilim. Elbette ehliyet
ve liyakat bir işin en iyi şekilde yapılmasını sağlar. Elbette doktor olacağım
derken, hem iyi bir insan, ahlaklı, kariyerli ve vicdanlı doktor olmaktan
bahsedebiliriz. Laf olsun diye bir
hakikati ifade ederken bir ibarenin içindeki bütün görünen ve görünmeyen
öğeleri bilmek, aynı zamanda iletişimi doğru yapmak anlamına gelir ki; iletişim
sadece akla değil, aynı zamanda kalbi de esas alır.
"Büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna çoğu
kez bir kelimeyle geçiştirilse de "Doktor olacağım ve hastaları
iyileştireceğim" cevabı zincirleme olarak sürer gider. Fakirlerden ücret
almayacağım demek de doktor olmanın kutsallığı içinde yer alır. Uzun lafın
kısası geleneksel doğruluğu ıspatlanmış ve genel kabul görmüş, kavramlarımızın
ve ifadelerimizin üzerinde gereksiz polemikler yaratmamalıyız. Bu bize bir şey
kazandırmaz.
Profösör
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder