İnancımız gereği Allah yolunda ölenlere ölü diyemeyiz. Çünkü onlar Allah yolunda şehid oldular ve onlar diridirler. Onlar durup dururken ölmediler. Allah yolu demek; din, vatan, namus, şeref, demektir. Allah yolunda ölen bir insan herşeyini geride bırakmış; malını mülkünü, makamını mevkisini, şanını şöhretini elinin tersiyle itmiş kanını da, canını da bu uğurda feda etmiş bir kimsedir. Onun mertebesi Allah katında ancak şehidliktir. Biz müslümanlar böyle inanırız.
Şimdi ortalıkta dönen polemik ise; onlar şehid olmadılar, onlar vatanı ve namusu için ölmediler demeye getirerek, şehitler üzerinden iktidarın ve silahlı kuvvetlerin itibarını zedeleyerek, büyük kitleler üzerinden nasıl algı yaratırızın piarını yapmaktadırlar. Bütün savaşlarda herkes biliyor ki orduya katılıp da savaşa giren bütün askerlerin, ancak siyasi bir erkle varoluş kavgası ve savaşı verilmektedir. Askerimizi ve mehmetçiğimizi zavallı görüp, kahramanlıklarına da leke sürerek, bir nevi isyana da kapı açacak söylemlerden çekinmemektirler. Siyasi kararlar yanlış olsa bile mehmetçiğe dil uzatanlar ve algı operasyonu içinde bulunanlar için ayrıca devlet birimleri gerekli çalışmayı yürüttüğünü söylemeliyiz. Esas olan siyasi kararları küfretmeden, hakaret etmeden terbiyeli bir üslupla eleştirebilmektir. Doğru eleştiri yapmak da, doğru eleştiriyi olgunlukla karşılamak da erdemliliktir.
İslama göre şehitlik kavramı için bütün değerlerin genel adı olarak Allah yolunda canını vermek kabul edilir. Şehitlik kavramı ancak müslüman şehitler için kullanılır. Her inancın, her anlayışın kendi ideallerine göre canını feda etmesi, kendi lisanları ve zihniyetlerine göre de kelime ve kavramlarla nitelendirilmelidir. Onlar kendini bu durumda neyle ifade ediyorlarsa, kendileri için doğrusu da odur. Hiç inanmayan ateist bir kimse de, bir ideal olarak canını feda edebilir; onun sözüm ona şehitliği kendine bağlar ve İslamla, müslümanlıkla hiç bir alaksı olmamalıdır.
Bir toplumu parçalayıp yutmak için, önce yazısı ve diliyle oynayacaksın, sonra da parçalara bölüp lokma haline getireceksin ki boğazında düğümlenip kalmasın. Bu açıdan kelimeler ve kavramlar bizim hayat damarlarımızdır. Kelime ve kavramlar müstamel bir elbise değil ki; tes yüz edip yeniden kullanalım!..
Profösör
8 yorum:
Ne mutlu ki o şehitlerimize .....Onlar silahların bombaların gölgesinde dururken bizler sıcak evlerimizde onların sayesinde oturuyoruz onlar gitsin siyaset yapsın şehitlerimize dil uzatmasınlar Çok güzel dile getirmişsin yüreğine emeğine sağlık yazıyı okuyunca istiklal marşımızın iki kıta sı geldi aklıma paylaşmak istedim
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
.....
Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet mekanları cennet olsun ..
Sayın Profösör, sizin takipçileriniz arasında olduğumu sanıyordum. Ancak olmadığımı gördüm. Bu nedendir ki yazılarınızdan bihaberdim. Bu yüzden size bir özür borçluyum:)
Maalesef ortalıkta dönen polemik sahiplerinden biriyim ben de. İnancınıza saygı duyduğumu söylememe gerek yok sanırım. Kurtuluş savaşında vatan topraklarını yabancı devletlerin işgalinden kurtarmak için canını feda eden insanlarımızın etnik kökenine bakmaksızın, hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, şehit sıfatını layıkıyla hak ettiklerini düşünüyorum. İslam dininde olduğu gibi diğer dinlerde de onların öteki dünyada ödüllendirileceklerinden bahsedilir kutsal kitaplarda.
Bana göre günümüzde yaşanan durum oldukça farklı. Hükümetin yanlış politikaları nedeniyle ülkemiz terörist kaynıyor. Canlı bombalar bir sürü can alıyor. Bütün devlet kurumlarının en kritik yerlerini açtıkları Fetö örgütünün devlete karşı darbe yaptıklarını ifade edip kandırıldık dediler. Silahlarla, bombalarla yüzlerce kişi ölüyor. Aynı durum PKK için de öyle. Kapılar açılıyor törenlerle karşılanıyor teröristler. Sonra hendeklere yerleştirdikleri bombalar bir sürü Mehmedin aileleriyle birlikte canlarını yakıyor.
Burada ne vatanı, ne dini, ne de namusu korumak uğruna yapılan savaş var. İktidar sahiplerinin ülkeyi yanlış idare etmesinden dolayı yitirilen canlardan başka bir şey yok. İnanınız eğer iddia ettikleri gibi terörizm sonucu öldürülen kişiler şehitlik makamına erişse, onlar buna gerçekten yürekten inanıyor olsalar ve eğer kutsal kitaplarına zerre kadar bağlılıkları varsa, o cepheye gönderdikleri Mehmedleri geriye çeker,en öne kendi evlatlarını sürerlerdi.
Kötü idaredir toplumu parçalayan, devletimizi çökerten. Topluma sürü muamelesi yaparak, "Ne mutlu size Şehit oldu evladınız" deyip gaz vererek ülke birliğinin sağlanacağına inanmıyorum. Vatan uğruna hepimiz canımızı vermeye hazırız, adına ister şehit deyin isterseniz başka bir şey. Ancak birilerinin kirli hesaplarına kurban gitmek ağırıma gider.
Bu konuda ne yazık ki farklı düşünüyoruz. Yukarıdakiler benim samimi düşüncelerim. İfade tarzımın sizi incitmediğini umarım.
Kaystros Tyrha@ Öncelikle samimi duygularınız, fikirleriniz ve sayfamı yiyeretinizden dolayı gerçekten mutlu oldum. Kurtuluş savaşıyla ilgili hatırlatmanıza sonuna kadar katılıyorum elbette. Hiçbir inanışta ve anmalışta şehitlik mertebesi yok anlamında yazıyı kaleme almadım. Sadece dil bilim açısından her inanışın ve anlayışışın kutsallığı bakımından mutlaka bir nitelendirmesi olacaktır. Türk askeri Koreye gittiği zaman hayatını yitiren mehmetçiklerimiz için de oranın kültürüne göre şehit zaymışlar ve abideleştirmişlerdir. Esas olan insanlık mefkuresidir. İnsanlık onuru ve haysiyetidir. Kim ki bu uğurda canını feda eder, kendi inanışları ve anlayışlarına göre en yüce mertebeye erişirler. .
...
Günümüzde kelimeler hem yerli yerinde kullanılmıyor. Siyasetin de üstünde yüce değerler vardır. Biliyosunuz beğenmediğimiz bir su bardağı kırıldığında bile içimiz rahatlıyor. Değişmesi için bir bahane de yaratılmış oluyor. Darbe konusunda da kanaatimi söyledim. Bizatihi yaşadıklarım ve bildiklerim şimdilik bende mahfuzdur. Ülkemizde farklı inanışlar, anlayışlar ve siyasi görüşlerin olması doğaldır. Sadece biz birbirimizi kardeş olarak görürüz. Mutlaka birbirimizin de etkisinde kalırız. Doğru olan, iyi olan, güzel olan herşey matlubdur. Yanlış olan, çirkin olan ve kötü olan şey de gözümüze gözükmesin, kaybolsun gitsin isteriz.
...
Siyaseti bir bütün olarak kabul edersek, iktidarıyla muhalefetiyle birbirimize destek olmak zorundayız. Hükümetin politikaları yalış da olabilir. Bazen herşey tersyüz olabiliyor. Muhalefet de ortaya bir gelecek umudunu koyabilmeli. Ayrıca FETÖ örgüüt inançları istismar ederek icraaat içinde olduğunu biliyorduk. İktidar aldatıldık demesi de aslınad skandal idi. Herşey belli fakat ülke içindeki kutuplaşmalar iktidarı da başka politikalara yöneltti. Tabi uzayacak gidecek bu konular. Genel olarak iktidarın politikalarını tolere edenler var, bir de karşı çıkanlar. Herkes dersini çalışmalı ve seçime hazırlanmalı. Hayırlısı ne ise o olmalı.
...
Bu arada sizin Taşev'le ilgili çalışmalarınızı gerçekten takdir ediyorum. Zamandan zaman yaratıp bir de blogta sansürsüz herşeyden konu açmanız benim ilgimi çekmiştir. Oraya yorum bırakırken bile blog ve Taşev ziyaretçilerinizi de düşünerek mümkün mertebe hatalarımla birlikte seviyeli olmaya çalışıyorum. İnanıyorum ki oradan da feyz alan birisiyim. Ufkumu bütün blog dostlarımızın sayesinde de genişletebiliyoruz. Herşey için teşekkür ederim.
sessizkaldım@ Milli şairimizin ruhu şadolsun. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin.
Kaleminize sağlık. Ne kadar güzel anlatmışsınız. Bu kadar güzel düşünen insanlara denk gelmek o kadar sevindirici ki. Nasıl şeyler okudum anlatamam. Ama yazınıza denk gelmek umut oldu. Evet Şehitlerimize dahi dil uzatıp çok farklı bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Teşekkürler...
Büşra Gürbüz@ Teşekkür ederim.
Kaleminize sağlık... Çok güzel bir yazı... Sevgiler...
persephone@ Teşekkür ederim.
Yorum Gönder