İzleyiciler

22 Mayıs 2011 Pazar

Periskop


DÜNYA TARİHİ FELAKETLERLE DOLU

Kütahya Simav’da deprem olunca insanlar yine tedirgin oldu. Simav'da yaşayan insanlar, gecelerini evlerinin dışında sokakta geçirdiler. Neymiş efendim.. Depreme karşı önlem alınmalıymış. Binalar derme çatma yapılıyormuş. Japonya'yı da gördük. Eğitimli insanlar oldukları için, binalarını sekiz dokuz şiddetinde ki depreme karşı muhkem yapmışlar. Depreme alışmışlar. Beşik gibi sallanmalarına karşın, bir kişi bile hayatını kaybetmez imiş. Yüksek bir binanın tepesinden sadece bir Türk atlamış. Ne kadar trajikomik. Öyle olmasına öyle de, Japonya'yı, tsunami sel felaketi silip süpürmedi mi? Nice muhkem binalar ve insanlar selin önünde oyuncak gibi sürüklendi. Tedbir mi dediniz? İnsanlık kötülükleri bırakıp iyiliklere koşacak. Fıtri yaşayacak. Ahlaki değerlere sarılacak. Yoksa doğa intikamını acı bir şekilde alacak. Bu intikam şekli deprem olacak. Tsunami ve sel felaketleri olacak. Kasırgalar ve yangınlar olacak. Salgın hastalıklar, nükleer kazalar olacak. Savaşlar, susuzluklar, açlıklar, kıtlıklar hüküm sürecek. Etki tepki meselesi..


  
VATANDAŞ SEÇİM DEĞİL, GEÇİM İSTİYOR..

Seçim propagandaları bütün hızıyla sürmektedir. Liderler bu sefer olmayacak vaatlerde bile bulunabiliyor. Vatandaş iki arada bir derede, kafası karışık bir şekilde bu süreci takip ediyor. Mutlaka herkes kendi derdini anlatacak. Mitingler yapılacak. Bayraklar asılacak. Reklamlar devreye girecek. Batı ülkelerinde bu böyle olmuyor mu? Parti propagandaları için belirlenen bütçeyi bir araştırsak, tedirgin olabiliriz. Partilerle ilgili bütçe de farklılık gösteriliyor. Söz hakkı adilane olarak tanınmamış olabiliyor. Her partiye aynı oranda bir söz hakkı tanınamaz mıdır? Bütün medyada aynı oranda konuşma hakkı ve tartışma hakkı verilemez mi. Bunun yanında da gereksiz reklam yasağı, getirilemez mi? Gürültü kirliliği önlenemez mi? Bu tür önlemler sadece bir tek yasaya bağlıdır. Artık iletişim çağında Blog sahipleri ve sosyal paylaşım siteleri bile bu işlevi yerine getirebiliyorlar. Mısır örneğinde olduğu gibi.. Vatandaş gereksiz vaatlerden bıktığı gibi, gereksiz reklamlardan da rahatsız. Aslına bakarsanız vatandaş seçim değil, geçim istiyor !..

 BU İNTERNET İLETİŞİM ÇAĞINDA HİÇBİR ŞEY GİZLİ KALMIYOR..

 Türkiye'yi hatta dünyayı yönetmek isteyen insanlar siyasete girerler. Bu insanlar kendilerini her yönden yetiştirmiş, ahlaklı, faziletli ve özgüven sahibi kişilerdir. Herkes onlara hayranlık duyar. Onların fikirlerini benimserler, onları severek takip ederler ve peşlerinde giderler. Yığınlar kalabalıklar oluşur. Caddeler meydanlar tek bir yürek halinde sloganlarla atar. Bu arada karşılıklı rakip partinin adamları da durmaz, onların zaaflarını ortaya çıkartacak, bilgi ve belge temini için hafiyelik yapabilirler. Bu öyle bir hırs halini almıştır ki, bir anlamda birbirlerinin kişilik haklarını ihlal de etmiş olabilirler. Sonra da her şey ortaya döküldüğünde, taraflar birbirini suçlayabilirler. Bir taraf bak bunlar senin kirli çamaşırlarındır diyerek kaseti önlerine koyar ve kamuoyu ile paylaşır. Diğeri de bak sen benim kişisel ve özel haklarımı ihlal ettin; yaptığın yasaya aykırıdır derken kendini savunmaya çalışır. Aslında bu bir kaçış, bu bir kıvırtmadır. Oysa vatandaş bilir ki bunlardan siyasetçi olmaz. Çünkü bunların özrü kabahatinden büyüktür...


4 yorum:

GüLüm'Se dedi ki...

$u etki-tepki meselesine tamamen katiliyorum.
Akliniza saglik, saygilar

YAŞAMSAL GANİMETLER dedi ki...

güzel yazı....sevgiyle kalın...

LoveMeorLeaveMe dedi ki...

ben de aynı şeyden bahsettim profumm yazınızı sevdim :)

Profösör dedi ki...

GüLüm'Se@ "Men dakka Dukka"

YAŞAMSAL GANİMETLER@ Teşekkür ederim.

LoveMeorLeaveMe @ Teşekkürü ederim. Senin yazıların mizah ağırlıklı ve etkili..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...