Sevgili Laliş, "Biz neden bu dünyaya geliyoruz? Niye bir varız, bir yokuz?" diyerek beni mimlemiş. Ben de dilimin döndüğü kadar bu mimi cevaplamaya çalışacağım. Bu mimi de ziyaretçilerimin görüşlerine açıyorum. Cevaplarsanız hepimiz bundan müstefid olacağız.
Sevgili blogdaşlarım. Birçok blogdasımızın sayfalarını ziyaret ediyorum. Çoğunu beğeniyorum. Seviyorum. Bu sayfalarda bizler aslında fikir çilesi çekiyoruz hepimiz. Bu yaşadığımız evreni sonsuz olarak algılayabiliyoruz. Bunun yanında da bu evrenin küçük bir zerresi ve bir parçası olduğumuzu da biliyoruz. Bazen kendimize gülünç gelebilir ama sanki bazen kendimizi bir "Matruşka" bebek gibi hissedebiliriz. Bizi koruyan ve sarmalayan bizden büyük bir bebek daha olabilir. Sonra bizden büyük bir bebeği de ondan daha büyük bir Matruşka bebek niye sarmalamasın. Bu böylece sonsuza kadar gidebilir. Sonsuzluk ezelden ebede, eksi değerden artı sonsuza giden değerler bütünü niye olmasın. Öbür hayata gelince, her şey zıddıyla kaimdir. Herşey zıddıyla varlığını sürdürmektedir. Bu dünyanın öbür tarafı olduğu gibi, gecenin de gündüzü olduğu gibi.. Aslında sorular birbirini kovalar. İnsan her şeyiyle cüzi bir değere sahiptir. Varlığı kadar bir değerdir. Oyca bilinen ve bilinmeyen evrenleri de bir "Yaratan" ve bir "Hükmeden" tarafından murakebe edilmektedir. Bizim cüzi aklımız, bilgimiz, görgümüz, gücümüz, kuvvetimi. Algımız da cüzidir. Onun için bizler akla değil nakle teslim olmuşuzdur. Kurallar ve ilkeler konur, bizler kurallara ve ilkelere uyarız. Trafik kanunu gibi. Bundan sual etmeyiz. Bize sadece kurallara uymak düşer. İnandığımız ve teslim olduğumuz değerler bir rehber ve bir önder tarafından bizi hidayete erdirmektedir. Kuran-ı Kerim boşuna "Oku" emriyle gelmemiştir. Her şey bilgi ve amelle algılanır ve gerçekten yaratılmışların içinde insanın yüceliği de insanın en hayırlısı olanıdır. O da insanlık için kendini idealize eden kimsedir. Neden? Niçin? Niye? gibi sorular her zaman var olacaktır. Bu da bizim bilgi acizliğimizdendir. Akıl ve bilgi her ikisi de cüzidir. Sadece her şeyi içine alan bir rehberin bizi aydınlatması kalplerimizi yumuşatması gerekir. Bizim gibi inançlı olanlar; itikadı, ibadeti ve ahlakı bir bütün olarak görürler. Zaman zaman inandığımız değerlerle ilgili kuşkularımız olsa da o kuşkular bilgi, görgü ve davranışlarla aydınlatıldığı zaman ortadan kalkacaktır.. Çükü kuşku da imandandır diyor Hz Peygamber. Kuşkuyu giderdiğin zaman inandığın değerlere daha sımsıkı sarılırsın. Bu yaşantının mutlaka hesabı ve kitabı öbür tarafta yapılmalıdır ki adalet sahibi olanlarla zulmedenler karşılığını ecir ve ikab olarak karşılığını bulsunlar. Yazının deseni "Profösör"e aittir. (Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in "Çile" şiirini sizlerle paylaşmak istiyorum.)
Yazan – Çizen : Profösör