İzleyiciler

29 Ocak 2017 Pazar

Yeni Anayasaya Doğru


Gündemde olan bir konu da Yeni anayasa çalışması ve sistem değişikliğidir. Demokratik toplumlarda en önemli kazanım; insan hakları ve özgürlüklerin genişletilmesidir.  Milletin iradesinin anayasa ve kanunlar üzerinde güçlü bir şekilde hissedilmesidir. Sonuçta devlet halkın hizmetindedir. Bunun en iyi bir şekilde çalışması başta anayasayı oluşturacak maddelerin  çağdaş bir yapıya kavuşturulmasıdır. Bu maddeler demokratik ve çağdaş bir anayasa için "Efradını cami, ağyarını mani"  olmalıdır. Olması gerekenler anayasada  yer bulmalı, olmaması gerekenler de anayasa kitapçığının dışında kalmalıdır. İşte o zaman Adaletli ve hakkaniyetli çağdaş bir anayasaya kavuşmuş olacağız.

Profösör

Yemek Pişirmek

Yemek yaparken doğal malzemeler kullanacak, onları sırasıyla, ateşte pişirirken o yemeğe has imkanlar oluşturarak işlem yapacaksınız. Yemeğin tuzunu , kaç kişilik yemek hazırlıyorsak o hacme göre ölçülü atacaksınız. Hatta tatlı kaşığı, çorba kaşığı gibi ölçülerin yerine, öyle bir meleke kazanacaksınız ki hislerinizle ve göz kararı tuzu serpiştirerek en leziz yemeği yapma keyfini yaşayacaksınız. Bu işlem sadece ansiklopedilerede gördüğümüz tarife uymakla kalmayacak, bir de içine duygularımızı ve sevgimizi de ilave tmemiz gerekiyor. Yani yemek pişirmenin ve sofra kurmanın hakkını vereceksiniz. Yemek işte o zaman yemek oluyor. Hele besmeleyle yapılmış ypişirilmiş   ve besmeleyle yeniyor ise, her yenilenle şifa bulacaksınız. 

Ziraaççilerin Dikkatine


Ziraatçilik yapan bir bilge  ağabeyimiz "Ziraatçiliğin dokuz püf noktası vardır. Birini ihmal edersen o ziraatçilikten hayır gelmez" derdi. Yani o ziraatten verim alamazsınız derdi. Elbette bir iş yapılırken dokuz maddeden birini eksik ya da  yerinde ve zamanında yapmazsanız, o iş istediğiniz gibi sonuçlanmaz. Bundan dolayı da mutsuz ve huzursuz olursunuz.  Zamanında tarlayı süreceksiniz, zamanında tohumunu ekeceksiniz, zamanında çapasını yapacaksınız, zamanında  gübresini atacaksınız ve sulayacaksınız ki  verim alabilesiniz. Hangi iş olursa olsun  yaptığınız işin hakkını vereceksiniz. 

Profösör

28 Ocak 2017 Cumartesi

Bilincinle Gel!...


Yarabbi!..
Nerede benim
inancım,
ümidim,
ve hayallerim.
Sanki ben
taşa dönmüş
gibiyim....
.....
Ruhsuz,
sessis
ve hareketsiz...
Beton üstüne beton
duran bir heykel gibiyim.
.....
İnancın varsa eğer;
vicdanın var demektir.
Vicdanın yoksa eğer;
bir put gibisindir.
......
Yarabbi!..
bize hakikati göster,
şuurlanalım.
......
Yarabbi bize
doğru yolu göster,
hidayet bulalım.
......
Bizi taşa döndürme yarabbi
meydanlara dikme!
Biz birer İbrahim olalım.
.....
Ey müslüman bilincini bile!..
Put alanlarından geçsen bile
İçindeki putları temizle.
İşte o zaman;
devrilir bütün putlar,
birer birer arkandan...
Profösör

27 Ocak 2017 Cuma

Cafe Tigris'te Buluşalım

Cafe Tigris 2017'nin ilk blogger dayanışması etkinliğiyle bloggerler arasında arkadaşlık, kardeşlik ve dostlukların geliştirilmesi adına, düzenlemiş olduğu "Cafe Tigris'te Buluşalım" keşif etkinliğine ben de katıldım. Hep birlikte Cafe Tigris'te Buluşalım ne dersiniz!..
http://www.cafetigris.com/

Profösör

http://www.cafetigris.com/

Hiç Mi Görmezler!..


Yine bir elit bir mekandasınız. Burası bir Kafe olabilir. Lavaboluk ihtiyacınzı görmek için adisyon fişlerine şifre yazılıyor. Örneğin; 1976 şeklinde bir bir şifreyle lavaboya gidiyorsunuz. Dört rakamı teker teker yazıyorsunuz ama kapı açılmıyor. Görevliye soruyorsunuz o rakamlardan sonra yıldıza da basıyor.  Sonuçta kapı açılıyor. Ne yazık ki rakamlar tuşların üzerinde bulunması gerekirken, tuşlar rakamların altında yer almış. Üstelik tuşlar da, rakamlar da siyah zemin üzerinde olduğu için, göremiyorsunuz ya da farkedemiyorsunuz;  rakamın üzerine başsanız da bir türlü "bib" sesi gelmiyor. Eski köye yeni adet mi getiriyorlar. Rakamlar tuşların altında, üstünde, sağında, solunda olmaz. Rakamlar tuşların üzerinde olmalıdır.  Kim lavabonun kapısını açmaya çalışırsa aynı durum bir sendrom olarak devam ediyor. Bu sinir bozucu durum doğrusu müesseseye de itibar kaybettiriyor.

Profösör

Adisyon Fişi


Yine bir kafedesiniz. Siparişlerinizi verdiniz ve masanıza bir adisyon fişi bırakılıyor. Sadece sipariş ettiğiniz şeyin başındaki kutucuğa çarpı işareti konuyor ve aded kısmına da rakam yazılıyor. Fiyat bölümü olmasına rağmen siparişlerle ilgili listeye vermiş olduğunuz siparişlerin karşılığına fiyat belirtmiyorlar. Bunun ne anlama geldiğini çözemiyorum. Hem nezih bir mekan işleteceksiniz; müşterilerin en hassas konudaki tedirginliklerini hesaba katmıyorsunuz!..

Profösör

26 Ocak 2017 Perşembe

İstanbul Kitapçısı


İstanbul Büyükşehir Belediyesine iştiraklerinden Kültür A. Ş." ye bağlı bir işletmeyle yeni yeni tanışıyoruz. Adı İstanbul Kitapçısı olan bu işletmenin İstanbul ilçelerinden birkaçında ve  mutena yenrlerde faaliyet gösteriyor. İstanbul Kitapçısı adı altında kitap, kafe ve hediyelik eşya satışı olarak hizmet veriyor. Böyler yerler aslında kültürümüz adına proaktif hizmetler vermesi açısından belediyeye ait bir işletlmenin olması bizi daha da kendine çekiyor. Madem ki İstanbul Kitapçısı Kültür A.Ş.'ye ait bir işletme ismi Kültür Kafe ya da Kafe Kültür olarak düşünülse daha iyi olabileceğini söyleyebilirim.  Kültür A. Ş. nin Kültür Kafesi olur. Zaman gelir sergiler ve organizasyonlar düzenlenebilir. Benden söylemesi.

Profösör

Şuurlanmak


Hakikatin mahiyeti önemli değildir. Çünkü adı üstünde  özü de sözü de hakikattir. Onemli olan o hakikatin bize nasıl öğretildiğidir. Bu işte öğretmenlerimiz kadar şairlerimize de sorumluluk düşmektedir.  Hakikati öğretmenlerimiz öğretirken, onu yücelten şairlerimizdir.

Profösör

Kültür Atlası


Muteber bir televizyon kanalında düşündüğümüz bir televizyon program adı.  İnancımız, kültürümüz, ümidimiz ve hayalimiz. Barış içinde kardeşçe yaşama kültürü, binlik ve beraberliğimiz. Belli mi olur biz bloggerler olarak birlikte bir proje üretebiliriz. Biraz ondan, biraz bundan, biraz şundan.... Bir mozaik oluşturabiliriz. 

Profösör





25 Ocak 2017 Çarşamba

Sevmek ve Sevilmek


Sevmek sorumluluk almak demektir. Sevmek bu açıdan zahmet ise, sevilmek ise Allah'tan rahmettir.
Profösör

İyilik Yapma Ahlakidir


İyilik yapmak için çok sebeb var bu fani dünyada. Akıllı insan iyilik yapmak için bir sebeb de aramaz. Onda iyilik yapma melekesi ahlaki bir huy olarak yerleşmiştir artık benliğine.
Profösör

21 Ocak 2017 Cumartesi

Anayasa Değişikliği

Bu akşam Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanlarından Av. Mehmet Uçurum'un katıldığı "Anayasa Değişikliği ve Yeni Yönetim Sistemimiz" Gündemli İstişare Toplantısına iştirak ettik. Çok verimli geçen toplantıda söz alan bütün arkadaşların görüşleri kayda değerdi. Toplantıya mahdut sayıda, medya ve sivil toplum kurum temsilceleri de katılarak söz aldılar. Herşey yeni devlet yapılanması ve Milli Mücadele içindir. Baskıcı ve despotik devlet anlayışından milletin iradesinin güçlendirdiği meclis ve hükümet yapısıan yönelik Yeni anayasa çalışması oligarsi düzeni de tamamen ortadan kaldıracak, liyakat esaslı bir yönetim modeline evrilerek başkanlık sistemi hedeflenmektedir. Allah encamımızı hayreylesin. Milletimizi korusun ve yüceltsin.

Profösör

20 Ocak 2017 Cuma

Kurumsal Cehalet


Klinik ve poliklinik polemiği yapmak istemem. Örneğin Göztepe Merdivenköy Polikinliği deriz. Poliklinikleri diyemeyiz. Poliklinik zaten çoğul bir kelime. Onun yerine klinikleri diyebiliriz. Çünkü Göztepe Merdivenköy'de  birden fazla klinik vardır, bundan ötürü hepsine birden poliklinik deriz. Bir gün hastaneye gittim ve  insülin düzenlmesi için pronterden muayene sıramı bekliyorum. Pronterdeki sıra bekleyen listenin üzerinde Diyabet Poliklinikleri yazıyor. Koskoca hastanenin kurumsallığına bunu  yakıştıramadım doğrusu. Bu tesbitimi doktorumla paylaştığımda doktor acı acı gülümsedi ve bu durumla ilgili  "Bu kurumsal bir cehalettir. Latince doğru kullanılmalı hastanelerimizde. Bunu yönetime mutlaka ileteceğim; duyarlığınız için teşekkür ederim." dedi. 

Profösör

19 Ocak 2017 Perşembe

Şipşak Dolandırılabilirsiniz


Kadıköy'de döviz büfesinin önündeyim.  Döviz büfeleri yabancı parayı düşük alıp, pahalı satıyorlar ve bundan para kazanıyorlur. Onların işleri bu. Kısa ve öz.  Karşımda ad metal çerçeveli gözlükleri olan bir adam bekliyor.  Gelen kişi de tabiri caizse yurdum insanı denen tipe yakın bir insan.  Gelen insan da sıra bekliyor; gözlüklü de ona yaklaşarak döviz im bozduracaksın diye soruyor. O da hayır diyor. Eğer döviz alacaksanız ben size uygun vereyim ve büfeyle aradaki farkı da bizde kalmış olur diyor. Sıradaki adam da kusura bakmayın ama ben sizi tanımıyorum diyor.  Gözlüklü adam da oradan, peki peki diyerek ayrılıyor. Bazen insan boşluğa düşebiliyor ve böyle bir teklifi değerlendireyim derken bütün parasını sahte dolarlara vererek, bir dolandırıcının kurbanı olabiliyor.

Profösör

13 Ocak 2017 Cuma

Ruhsal Kopukluk


Kopukluk bir ip gibi, bir tel gibi, bir lif gibi  anlaşılsa da bunların birbirine bağlanması ve onarılması elbette mümkündür. Ruhsal kopukluk ise toplumu birbirinden koparmaktır. İnsan ilişkilerinde  birbirini seven iki insan birbirinden fiziken  ne kadar uzakta olursa olsun,  ruhen aynı cümlenin içinde yer alırlar.  Aynı dünyada birlikte ve yanyana olmasalar da, birbirini sevenler için mutlaka iki kişşilik yer vardır öbür dünyada.  Kalabalıklar içinde yanlız kalan insanlar; toplumdan kopmuş ve kopartılmış insanlardır. Kendi ruhunda söylem ve eylem birliği içinde olan insanlar, toplum için  düşünen, hisseden ve gereğini hakkıyla yerine getiren insanlardır.

Profösör

Vaktin Kıymeti


Bugünün işini yarına bırakmamak gerekir.  Bugün yarın, bugün yarın derken  zaman geçiyor ve saatler duruyor. Saatlerin durduğu anın, ömrünün sona erdiği andır.  Vaktin kıymetini bilenin kazanımı, en büyük kazanımdır. 

Profösör

11 Ocak 2017 Çarşamba

Emir Yumuşatılmaz


Emri bil maruf, nehyi anil münker. İyilikler emredilir, kötükler men edilir. Emir cümleleri hep kesinlik ifade eder. Elbette bilgilendirici ve öğüt verici olmakla birlikte didaktiktir. Çünkü emirler de, yasaklar da insan insan ve toplum hayatı için gereklidir. Hayati bir önem arzeder. 

Trafik levhalarında da kesinlik ifade eden yönlendirme işaretleri bulunur. örneğin; sağa dön, sola dönülmez gibi ifadeleri içeren trafik tabelalar vardır. Sağlıklı trafiğin işleyişi açısından sürücüler bu emirleri yerine getirmek zorundadır. Virajı alamayan bir otomobil son süratle şarampole yuvarlanarek azrailin kucağına düşebilir, canından olabilir. Elbette trafik canavarı arkanızdan kıs kıs gülebilir.

Emir emirdir. Sağa dön yerine sağa denebilirmisiniz şeklinde bir trafik işareti yoktur. Bir komutan askeri birliğine komuta ederken, nişan alır mısınız, ateş eder misiniz şeklinde emri yumuşatmaya gidemez.  İş yapmada insanları ikilem içinde kalacak bir düşünceye sokamaz. O işlemin kesinlikle yapılamsı gerektiği emirle belirlenir.

Profösör

9 Ocak 2017 Pazartesi

İnsanlıktan Yanayız


Dünyada iki kutup var, biri iyi kötü demek gafletine düşürülüyoruz. Sovyetler Birliği çöktüğünde  tek kutuplu bir dünyanın temsilcisi Amerika vardır demek, söylem olarak da yanlıştır. Tek kutuplu bir dünya olmaz. Görünüşte süper ve emperyal güç olarak Amerika var denir. Şimdi ise birden fazla  Amerike'ya kafa tutabilecek dünyada süper güçlerin varlığından sözedebiliriz.

Oysa adaletten, hakikatten, insanlıktan yana güçler var olmakla birlikte, karşısında  da hakka, hakikate aykırı duran, insanlığı sömüren, ezen, katliam yapan güçler ve insiyatifli aileler vardır. Temsil ettiği zihniyetk tek kelimeyle siyonizmdir. Siyonizm zihniyeti ahtopot gibi kollarıyal her yere uzanmış ve sarmıştır.

Bizler ne o kutuptan, ne bu kutuptan sömürgecilerin temsil ettiği hiçbirinin zihniyetini benimseyemeyiz. Bizler ancak insanlık adına ve insanlık onuruna verilen şavaşlarda haktan ve hakikatten yana bir duruş sergileriz. Hele hele yabancı güçlerin belirlediği gündemin içinde kendimize bir rol göremeyiz. 

Profösör

Milli Anayasa İstiyoruz

Şans Oyunları


"Size de çıkabilir" sloganıyla zaman zaman piyango biletleri pazarlanıyor ve satışa sunuluyor. Medya da yılbaşlarında büyük ikramiyeyi ballandıra ballandıra reklamını yapıyor. Şu kadar ev alınır, şu kadar, araba alınır, şu kadar cumhuriyet altını alınır gibi toplumu kumara teşvik ediliyor. Ne yazık ki piyango kelimesinin önünde "milli" kelimesini unutmamak lazım.  Bir taraftan Diyanet İşleri Başkanlığı da piyangoyla ilgili fetvasını haram olarak vermişken;  devlet eliyle piyango çekimi yapılabiliyor. Devlet piyango gibi sans oyunlarından ve umut tacirliğinden elini çekmesi gerekir. Bu konuda devletin kendisinden doğru olanı yapması beklenir. Nitekim şans oyunları kademe kademe devletin bünyesinden çıkartılarak özelleştirilecektir.  Devlet şans oyunlarına teşvik etmemeli, bütün şans oyunlarından elini çekmeli ve çelişkilere düşmemelidir.

Profösör

Yukarıda Allah var!


Halk arasında bir mecliste yalan yanlış bir söz söylendiğinde, dedi kodu ve gıybet yapıldığında topluluk içinden biri çıkar "Yukarıda Allah var" ifadesini kullanır. Yani utan biraz bu iftiraya girer dercesine bir nevi uyarıdır  ileri geri konuşan, atan tutan ve iftira eden  kimse için. Bu söz halk arasında da yaygındır. "Allah'tan kork!”  manasınadır. Buna karşılık “Allah yukarıda değildir; her yerde hazır ve nazırdır”  gibi anlamsız bir polemik başlatılır. Oysa Allah her yerde hissedilir. Fakat Onun yeri yukarıdadır  derken  Onun yüceliğine işarettir. Onun huzuru en yüksek ve en yüce makamdır. Onun önünde eğilir ve secde ederiz. Kollarımızı ve avuçlarımızı semaya açarak; ancak Ona yalvarır ve Ona yakarırız.

Pnofösör

Milli Mutabakat


Ne yazık ki yeni yılı menfur bir olayla ve üzülerek geride bıraktık. Onca insanın katliamla canını yitirmesi, bizim de canımızı acıtmıştır.  O olay üzerinden de  sinsice bir algı operasyonu yürütüldüğünü söyleyebiliriz. Burada en önemli husus birbirimizin düşüncelerine saygılı olmalıyız. Bir ailede bile bir konuda herkes ayrı bir düşünceye sahip olabiliyor. Doğal olarak bu birey olduğumuzun göstergesidir.

Yeni yılda insanlar zamana endeksli olarak iyi şeyler olsun istiyor.  Bunu da yeni yıldan bekliyor, yeni yılı bilinli yada bilinçsiz kutsuyor ve birtakım etkinliklerle de kutlamalar yapıyor. Kimse kimsenin yeni yılı kutlamasına ve kutsamasına karışamaz. Bu eleştiri konusu olabilir.  Üzerinde durduğumuz nokta her şeyin Allah'tan istenmesidir.  İslam’a göre ancak O'na ibadet edilir ve ancak O'ndan yardım istenir. Cahiliyye arapları da helvadan put yaparlar ve ona taparlardı. Yaptıkları putlara tapar ve onlardan putlardan yardım isterlerlerdi. Karınları acıkınca da helvadan yaptıkları pukları bir güzel  yerlerdi. Bize bu durum akılalmaz gibi gelebilir. Elbette her dinin ve zihniyetin kutsalları vardır. O kutsallara göre kendini konumlandırır insan. Madem ki inanç ve ifade özgürlüğü var; yasalar neye izin veriyorsa bulunduğu ülkede o yasalara göre yaşar insan. Durumu böyle özetleyebiliriz.  

Şimdi de yeni anayasa çalışmalarına başlanmıştır. Umarım milli bir anayasa çıkar karşımıza. Anayazsa toplumsal mutakabat metinleridir. İnsan haklarını esas aldığı kadar birlikte  barış içinde yaşayabilmenin ilkelerini de ortaya koyur. Eğer ülke ve devlet olarak bağımsız olmamız gerekiyorsa, anayasanın millilik vasfına sahip olması kaçınılmaz demektir.  Çünkü milli birlik, birlikte yaşamamızın sırrıdır. Bu bizim dirliğimizdir.

Profösör


7 Ocak 2017 Cumartesi

Selamı Yaygınlaştıralım


Selamün Aleyküm. 
Allah'ın selamını yaygınlaştırarak  
birbirimizle kalben kaynaşmamız gerekir...
Birbirimize her ortamda 
selam verelim ve selam alalım. 
Kibirlik yapıp da  
Allah'ın selamını 
vermemezlik ve almamazlık 
yapmayalım ve  ihmal etmeyelim.  
Selam her tür sıkıntıdan, darlıktan, 
musibetten kurtuluş demektir.  
Barış demektir. 
Dua demektir. 
Rahmet ve bereket demektir. 
Umulur ki hidayet bulur;  
Salih bir kul ve şuurlu bir müslüman oluruz. 

Profösör

Demokrasi ve Milli Mücadele


Devlet bireyi dolayısıyla milleti değiştirme gücüne sahip değildir. Fakat birey yani millet, devleti değiştirebilme gücüne sahiptir.  Bunun aksi düşünülürse, bu cumhuriyet ve demokrasi değil istibdat rejimi demektir. Onun için devleti idare edenler, milletin seçtikleridir; dolayıyle seçilenler de milletin vekilleridir. Asıl olan devlet değil; millettir. Millet kendi inancını, kültürünü sahiplenecek ve elindeki gücün  alınmasına asla müsaade etmeyecektir. 
.....
Devlet mekanizması seçilenlerin emrinde çalışır, fakat milletin hizmetindedir.  Adil bir devlet yapısı herkese eşit mesafede olan ve hakka riayet eden, bir devlet yapısı olduğu kadar, millete de hesap verir. Millet yönetimden memnunsa eğer seçilmişleri tekrar göreve getirir. Millet yönetimden memnun değilse eğer, seçimlerde mevcut iktidarı sandığa gömer. 
.....
Bu demokratik düzeni bilmeyen varsa eğer; kendine kültür edinmelidir. Dış güçlerin algı operasyonunda piyon olmamalıdır. Kim ki; devlete, millete Cumhur başkanlığına hakaret eder, küfrederse, yasalara karşı geliyor demektir. Kim ki terörü ve terörizmi överse, milletimizi kutuplaştırarak bölücü faaliyetlerde bulunursa bilsin ki yasalar yakasına yapışarak böylelerinden hesap soracaktır. Artık can iliğe tak etmiştir. Milli birlik dirlik demektir. Milli birliğimizi bozmak isteyen vatan hainlerine asla hayat hakkı verilmeyecektir. Milli mücadelemiz ancak milli birliğimizle kazanılacaktır. Allah milletimize ve devletimize zeval vermesin. Askerimizin ve güvenlik güçlerimizi korusun. Masum insanların kanı dökülmesin ve analar ağlamasın.

Profösör

4 Ocak 2017 Çarşamba

Huzur



Huzuru arıyor insan ve huzurlu yaşamak istiyor her an. İnsan kendi fıtratıan uygun yaşamıyorsa eğer, huzursuzluklar peşpeşe geliyor ardından. İnanç, umut, hayalden öte biri olmalı insanın hayatında kendini bütünüyle anlayan. Yalnız kalmadan, dar sokaklara ve çıkmaz sokaklara sapmadan. Bir çıkış yolu olmalı inan. İnanç ve umut varsa eğer hayal kurabilirsin, aynaya bakabilir ve heyecan duyabilirsin. Huzur böyle bir şey işte!.. Yeter ki sen kalp kırma ve kalbin kırılmamalı...

Profösör

Baş Kuklacı

Kuklaların mutlaka kuklacıları ardır.  Hatta kuklacıları da yöneten bir kuklacısı, yani  baş kuklacı vardır. Bütün irade hepisini tepeden yöneten en üstteki baş kuklacıdadır. Bütün kuklaları ve kuklacıları  belki bilebilirsiniz. Fakat baş kuklacı bilinmez, görünmez, elle tutulmaz. Sadece tahmin edebilirsiniz.

Profösör

1 Ocak 2017 Pazar

Kelimeler ve Algılar


Nurculuk ve süleymancılık gibi akımlar kelime itibarıyle manavcılık ve kasapçılık gibi algılanabilir. Dilbilimciler ve edebiyatçılar da bu tür yaklaşımlara karşı çıkacaklardır. Bediüzzaman Risaleinur'la  bir tenvir hareketi başlatmıştır. Bir manada inancı güçlendirme yani insan, kainat ve ötesini daha berrak olarak anlama ve anlatma hareketidir. İman ve ihlasa müdrik bir toplum İslam'ı yaşayarak ve yaşatarak bütün dünyevi marazlardan kurtulabilir. Her islam alimi kendilerini nurculuk, süleymancılık, suculuk, buculuk gibi isimlendirmemişlerdir. İslam alimleri birer mekteptir. Bunlardan yararlanmak kimseyi nurcu ya da süleymancı yapmaz. Sadece bu mektepler ayrı ayrı susuzluğumuzu gideren birer manba'dırlar. Bu menba'lar insanı nurcu ya da süleymancı yapmaz. Esas  olan müslümanların bütün İslam' alimlerinden feyz almaları, dolayısıyla  insanın iman ve ihlasla kamil manada müslüman olmasıdır.

Profösör
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...