İzleyiciler

29 Mayıs 2017 Pazartesi

İsraftan Kaçınmalıyız


“Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz; muhakkak ki Allah israf edenleri sevmez”. Aynı zamanda “Her israf haramdır” buyruluyor. Ne yazık ki kendimizi sorguladığımızda ve etrafımıza baktığımızda israftan geçilmiyor. Yeme içme, giyim kuşam, ve daha nice alışkanlıklarımız israf etme üzerine kurulu. Açıkçası İslam’dan uzaklaştıkça, nefsin aşırı isteklerine boyun eğiyoruz. Adeta azıyor; şımarıyor, kibirleniyor, böbürleniyor, tepeden bakabiliyoruz. İsraf tekbaşına kötü bir  alışkanlık değildir. Peşinden bir sürü melaneti de sürüklüyor diyebiliriz.  Haddinden fazla yemek, içmek, gereğinden fazla gardırobumuzda elbise bulundurmak, bu senennin modası deyip ihtiyaç olmaksızın ikide bir elbise değiştirmek elbette israftır. İsraf insanı ve bulunduğu toplumu saran bulaşıcı bir hastalıktan farkı yoktur. İhtiyacımız kadar olanı almak ve kullanmak esastır. İhtiyacımızdan fazlasını ihtiyacı olana dağıtmak bir müminin beğenilen bir hasleti olmalıdır.  İsrafla birlikte algılarımız da değişiyor. Sırtımıza gereksiz yük bindiriyoruz. Bedenen ve ruhen bizi binbir türlü hastalıklar bekliyor.  Hastalıkların temelinde  bir anlamda israfın etkili olduğunu söyelmemiz gerekir.


İsraf arapça bir kelime olup sarf kökünden gelmektedir. Sarf etmek harcamak anlamına gelir. İsraf ise gereksiz her tür harcamaya denir. Para, mal, mülk olduğu kadar, boş yere harcadığımız zamana da israf denir. İsrafın diğer adı savurganlıktır. Tasarruf ise; israf etmeden ihtiyacımızı karşılamak demektir. Tasarruf harcamayı bilinçli yapmaya denir. Tasarruf para biriktirmenin karşılığı bir mana verilse de, asıl manası her değerin bilinçli, sarfedilmesi, harcanması, tüketilmesi ve kullanılması demektir.

Lüks konumuna giren herşey, israfın bir başka yönünü bize gösterir. Toplumda onca muhtaç varken, bizim son model eşyalar almak, ancak nefsimizi tatmin etmekten öte, onu azdıran bir takım davranışlar olarak görmemiz gerekir. İnsan en iyisine  layık demek başka bir şey, altından gümüşten arabam olsun demek apayrı bir şeydir. Uç ve marjinal herşeyden kaçınmamız gerekir. Hepten sıkı ve cimri olmak yerine bilinçli tüketici ve kullanıcı olmak, aynı zamanda itidalli olmak gerekir. 

Günümüzde bir de, piyasada yer alan elektronik aletler, özellikle, bilgisayarlar, tabletler, akıllı telefonlar neredeyse hergün yeni bir modeliyle insanın karşısına çıkıyor. Yeni yeni uygulamalarıyla, yenilenen fonksiyonlarıyla insanı cezbedebiliyor. Her cihaz ve her alet bir takım işlevleriyle maddi değere haiz olabiliyor. Buna rağmen ihtiyaç duyduğumuz bir aleti almak için, en pahalısından değil, bizim işimizi görecek nitelikteki uygun olan bir cihazı almamız daha yerinde bir tutum olur. . Fazlası ise asla kullanmayacağımız, gereksiz donatılarla dolu bir aleti, değeri o olsada fahiş fiyatlarla onu edinmek ne kadar doğrudur!.. Çünkü bir sene içinde bile bir aletin yenileri piyasaya çıkabiliyor. Bunu da düşünmeliyiz.

Nasıl ki;  haram olan içkinin bir damlası bile haram ise, o içkinin azı da, çoğu da haramdır. Aynı şekilde israfın azı da, çoğu da haramdır. Kötü alışkanlığa sigaryla başlayan bir kişi, zamanla alkole, uyuşturucuya ve birbirine zincirleme olarak bir çok kötü alışkanlıklara da mübtela olabiliyor. Kaçınılmaz son, insan kendinden bile utanır hale gelebiliyor. Beden ve ruh sağlığı çöküyor ve itibarını kaybedebiliyor. İsraf öyle bir şey işte!.. İslam’dan uzaklaşan, Allah’ın sevgisinden mahrum olan kişi, aynı zamanda toplumun sevgisinden de mahrum duruma düşüyor. O halde israftan kaçınmalı ve  Allah’ın sevmediği bütün kötü  fiilerden uzaklaşmalıyız.


Niyazi Özdemir

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...